Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) Küresel Riskler Raporu 2025, 1490’dan fazla küresel risk uzmanı, politika yapıcı ve sektör liderinin görüşlerini yansıtarak, gezegenimizi ve toplumları bekleyen en önemli tehditleri ortaya koyuyor. Rapor, iklim değişikliğini sadece çevresel bir sorun olarak değil, aynı zamanda ekonomik, sosyal ve jeopolitik sistemleri derinden etkileyen bir küresel risk olarak tanımlıyor. İklim adaletsizliği, dezenformasyonun yaygınlaşması, yapay zeka (YZ) riskleri ve toplumsal dayanıklılığın zayıflaması gibi unsurlar, bu karmaşık risk ağının kritik bileşenleri olarak öne çıkıyor.
Peki, bu küresel riskler işletmeleri nasıl etkiliyor? Sürdürülebilirlik alanında stratejik raporlama ve dayanıklılık geliştirme hizmetleri sunan yesilbuyume.org olarak, bu karmaşık tabloyu analiz ederek işletmelere yol göstermeyi hedefliyoruz. Bu yazıda, WEF raporu ışığında iklim adaleti ve küresel riskler arasındaki bağlantıyı, dezenformasyonun ve YZ’nin rolünü, dayanıklı toplumlar yaratmanın önemini ve işletmeler için stratejik çıkarımları inceleyeceğiz.
İklim Değişikliği: Küresel Risklerin Merkezi
WEF Küresel Riskler Raporu 20251, önümüzdeki 10 yıl içinde en ciddi küresel riskler arasında iklim değişikliği ve çevreyle ilgili riskleri açık ara ilk sıralarda gösteriyor. Rapora göre, “aşırı hava olayları” (%53, en yüksek olasılık) ve “iklim değişikliğinin hafifletilmesi ve uyumda başarısızlık” (%42, ikinci en yüksek etki) hem olasılık hem de etki açısından en endişe verici riskler olarak öne çıkıyor. “Biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistem çöküşü” (%34) ve “doğal kaynak krizi” (%32) de raporda yüksek önem atfedilen diğer çevre riskleri arasında.

Bu veriler, iklim değişikliğinin sadece uzak bir gelecek senaryosu olmadığını, işletmeler ve toplumlar için şu anda ve yakın gelecekte karşı karşıya kalınacak en somut risklerden biri olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor.
İklim değişikliği, sadece çevresel felaketlere yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda sosyal ve ekonomik eşitsizlikleri derinleştirerek iklim adaletsizliğini de tetikliyor. Rapor, “iklim değişikliğinin etkilerinin orantısız bir şekilde en çok kırılgan ve dezavantajlı nüfusları etkileyeceği” ve bu durumun “ülkeler içinde ve arasında artan eşitsizliklere yol açacağı” uyarısında bulunuyor. İklim adaleti, bu eşitsizlikleri gidermeyi ve herkesin sürdürülebilir bir geleceğe erişimini sağlamayı amaçlayan kritik bir kavram olarak daha da önem kazanıyor.
Dezenformasyon ve Yapay Zeka: Riskleri Katlayan Faktörler
WEF raporu, dezenformasyon ve yanlış bilginin küresel riskleri daha da karmaşık hale getirdiğini verilerle destekliyor. Rapora göre, “yanlış ve kötü niyetli bilgi ve dezenformasyon” riski, önümüzdeki 2 yıl içinde en hızlı kötüleşen riskler arasında yer alıyor. Özellikle yapay zeka (YZ) teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte, dezenformasyonun yayılma hızı ve etkisi logaritmik olarak artıyor. Sosyal medya platformlarında yayılan yanlış bilgilerin %70’e kadarının botlar tarafından yayıldığı tahmin ediliyor2. İklim değişikliği gibi bilimsel mutabakatın yüksek olduğu konular bile, YZ destekli dezenformasyon kampanyalarının hedefi haline gelebiliyor.
Aşağıdaki görselde ülkelerin önümüzdeki iki yıldaki yanlış bilgi ve dezenfarmasyon (misinformation and disinformation) risk algısını göstermektedir.

WEF raporu, dezenformasyonun iklim eylemi üzerindeki veriyle desteklenen olumsuz etkilerini şöyle özetliyor:
- Bilimsel konsensüsü baltalayarak iklim eylemini geciktiriyor
- Toplumsal kutuplaşmayı ve güvensizliği artırıyor
- Siyasi iradeyi ve uluslararası işbirliğini zayıflatıyor
- Tüketici davranışlarını ve işletme stratejilerini yanıltıyor
Bu veriler ışığında, işletmelerin sadece iklim risklerini değil, aynı zamanda iklimle ilgili dezenformasyonun itibar, marka değeri ve paydaş ilişkileri üzerindeki risklerini de ciddiye alması gerekiyor.
Dayanıklı Toplumlar: Risklerle Başa Çıkmanın Anahtarı
WEF raporu, küresel risklerle başa çıkabilmek için dayanıklı toplumlar inşa etmenin kritik önemini vurguluyor. Dayanıklılık, toplumların şoklara, krizlere ve uzun vadeli zorluklara karşı hazırlıklı olma, uyum sağlama ve toparlanma kapasitesini ifade ediyor.
Rapora göre, “dayanıklılık kapasitesi yüksek olan ülkeler, küresel şoklara karşı daha az ekonomik kayıp yaşıyor ve daha hızlı toparlanıyor.” Dayanıklılık, toplumların veri analitiği, erken uyarı sistemleri ve teknoloji kullanımı gibi araçlarla şoklara hazırlıklı olma, adaptasyon kapasitelerini artırma ve krizlerden öğrenerek toparlanma yeteneğini ifade ediyor.
İklim değişikliği ve diğer küresel riskler karşısında dayanıklı toplumlar yaratmak için:
- Güçlü Altyapı ve Sistemler: Çevre, Sosyal ve Yönetişimde Yapay Zeka uygulamaları, akıllı şehir teknolojileri, sensör ağları ve büyük veri analitiği kullanarak iklim risklerini (sel, kuraklık, aşırı sıcaklar vb.) gerçek zamanlı olarak izlemek, erken uyarı sistemleri geliştirmek ve altyapı yatırımlarını veri odaklı planlamak gerekiyor.
- Çeşitlendirilmiş Ekonomiler: Veri analitiği ve YZ kullanarak yeni sektörler (yeşil teknolojiler, sürdürülebilir tarım, yenilenebilir enerji vb.) belirlemek, iş gücünü veri becerileriyle donatmak ve ekonomik çeşitliliği veri odaklı stratejilerle artırmak önemli. WEF raporu, yeşil ekonomi sektörlerinin önümüzdeki 10 yılda milyonlarca yeni iş yaratma potansiyeline sahip olduğunu belirtiyor.
- Kapsayıcı ve Adil Yönetişim: Karar alma süreçlerine geniş katılımın sağlanması, farklı toplulukların ihtiyaçlarının dikkate alınması ve adaletin tesis edilmesi toplumsal dayanıklılığı artırıyor. İklim adaleti bu noktada kritik bir rol oynuyor.
- Sosyal Güçlenme ve Eğitim: Toplumların bilgiye erişiminin kolaylaştırılması, eleştirel düşünme becerilerinin geliştirilmesi ve eğitim yoluyla dayanıklılık kapasitesinin artırılması gerekiyor. Dezenformasyonla mücadele de bu kapsamda önemli.
- Teknolojik Adaptasyon ve İnovasyon: YZ gibi teknolojilerin riskleri azaltma ve dayanıklılığı artırma potansiyelinden yararlanılması, sürdürülebilir çözümler için inovasyonun teşvik edilmesi gerekiyor.
İşletmeler İçin Stratejik Çıkarımlar ve Raporlama
WEF Küresel Riskler Raporu 2025, işletmeler için de önemli stratejik mesajlar içeriyor. Küresel risklerin artan karmaşıklığı ve belirsizliği, işletmelerin risk yönetimi, stratejik planlama ve sürdürülebilirlik raporlaması yaklaşımlarını yeniden düşünmelerini gerektiriyor.
İşletmelerin yapması gerekenler:
- Küresel Riskleri Anlamak ve Değerlendirmek: WEF raporu gibi kaynakları kullanarak küresel risklerin (iklim değişikliği, dezenformasyon, YZ riskleri vb.) işletmeleri üzerindeki potansiyel etkilerini detaylı olarak analiz etmek.
- Dayanıklılık Stratejileri Geliştirmek: İşletmelerin operasyonlarını, tedarik zincirlerini ve iş modellerini küresel risklere karşı daha dayanıklı hale getirmek için stratejiler oluşturmak. Bu, iklim değişikliğine uyum, siber güvenlik, kriz yönetimi gibi farklı alanları kapsayabilir.
- Sürdürülebilirlik Raporlamasını Stratejik Bir Araç Olarak Kullanmak:
- Riskleri ve Fırsatları Şeffaf Bir Şekilde İletmek: Sürdürülebilirlik raporlaması aracılığıyla küresel risklere karşı işletmenin duruşunu, aldığı önlemleri ve gelecek stratejilerini paydaşlara şeffaf bir şekilde aktarmak.
- Paydaş Diyaloğunu ve Güveni Artırmak: Raporlama süreçlerini paydaşlarla etkileşim içinde yürütmek, geri bildirimleri değerlendirmek ve güven ilişkisini güçlendirmek.
- Uzun Vadeli Değer Yaratmak: Sürdürülebilirlik raporlaması, işletmelerin sadece riskleri değil, aynı zamanda yeşil dönüşüm ve dayanıklılık odaklı yeni iş fırsatlarını da belirlemesine yardımcı olabilir.
Yeşil Büyüme olarak, işletmelere sürdürülebilirlik raporlaması ve strateji geliştirme konusunda uzman desteği sunuyoruz. WEF Küresel Riskler Raporu 2025 gibi güncel analizler ışığında, işletmelerin küresel risklere karşı daha hazırlıklı olmalarına, dayanıklılıklarını artırmalarına ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmelerine yardımcı oluyoruz.
Sonuç
İklim adaleti ve küresel riskler, günümüz iş dünyasının ve toplumlarının karşı karşıya olduğu en büyük zorluklardan. WEF Küresel Riskler Raporu 2025, bu karmaşık risk ağını anlamak ve etkili stratejiler geliştirmek için kritik bir kaynak sunuyor. Dezenformasyon ve YZ risklerinin katlayıcı etkisiyle daha da karmaşık hale gelen bu tabloda, dayanıklı toplumlar ve işletmeler inşa etmek her zamankinden daha önemli.
Sürdürülebilirlik raporlaması, işletmelerin bu riskleri yönetmelerinde, paydaş güvenini kazanmalarında ve uzun vadeli değer yaratmalarında stratejik bir rol oynayabilir. yesilbuyume.org olarak, işletmelerin bu dönüşüm yolculuğunda yanlarında olmaktan ve sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunmaktan memnuniyet duyuyoruz.
KAYNAKLAR
- https://reports.weforum.org/docs/WEF_Global_Risks_Report_2025.pdf ↩︎
- Mosely-Tate, Ryan, “How generative AI is boosting the spread of disinformation and propaganda”, MIT Technology Review, 4 October 2023, https://www.technologyreview.com/2023/10/04/1080801/generative-ai-boostingdisinformation-and-propaganda-freedom-house/. ↩︎
2. https://reports.weforum.org/docs/WEF_Global_Risks_Report_2025.pdf
İLGİLİ YAZILAR
İklim değişikliği ile mücadelede akıllı şehirlerin önemi
İklim Değişikliği Politikaları ve Yasal Yükümlülükler: Türkiye’deki Güncel Durum (2025)
İklim değişikliği, kentler ve yerel iklim eylem planları
Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi için lütfen aşağıdaki formu doldurunuz