Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması

AB Emisyon Ticaret Sistemi’nin bir uzantısı olarak görülen Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması, karbon ücreti/vergilerinin uluslararası ticarette yaygınlaşacağının habercisi.

55’e Uyum Paketi veya yaygın olarak bilinen adıyla Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında getirilen düzenlemelerden birisi olan “Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (Carbon Border Adjustment Mechanism (CBAM))” ile, Avrupa Birliği tarafından ithal edilen bazı ürünlere (demir, çelik, gübre, elektrik vb.) karbon ücreti konulmasını hedefliyor. 2005 yılından itibaren yürürlükte olan AB Emisyon Ticaret Sistemi’ne tabi sektörlere uygulanan karbon ücretinin, Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması ile AB’nin ticaret partnerlerinden ithal edilecek ürünler için de uygulanmaya başlanması bekleniyor. 

Sınırda Karbon Düzenlemesi teklifi Avrupa Komisyonu tarafından açıklandığından beri Türkiye’deki ilgili sektörler tarafından dikkatle takip edilmeye başlandı. Bunun nedeni ise uygulanacak olan karbon ücreti nedeni ile artan maliyetlerin Türkiye’nin AB’ye olan ihracatında sebep olacağı riskler. Türkiye’nin en büyük ticaret partneri olan AB ile ticari ilişkileri derinlemesine etkileme potansiyeline sahip Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması, AB dışında üçüncü ülkelerde yer alan karbon yoğun endüstrileri (demir, çelik, gübre vb.) temiz enerji ve üretim modellerine geçmeye zorluyor. Endüstriyel dönüşümlerin zaman alması ve CBAM kapsamında 2026 veya 2027’den itibaren karbon ücretlerinin alınmaya başlanacağı dikkate alındığında, Türkiye’den AB’ye ihracat yapan ilgili firmaların üretim süreçlerini karbondan arındırmaya yönelik gerekli tedbirleri almak için çok fazla zamanının kalmadığı söylenebilir. Bu yazımızda Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması hakkında bütün detayları bulabilirsiniz. 

Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması Risk Haritası
Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması Risk Haritası

Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması Nedir?

Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması, Dünya Ticaret Sistemi (DTÖ)’nün kriterlerine uygun olarak AB’de faaliyet gösteren ithalatçı firmaların ithal ettikleri ürünlerin içeriğinde gömülü olan karbon miktarına göre karbon sertifikası satın almasını gerektiren bir sistem olarak tarif edilebilir. İklim, çevre politikaları, vergilendirme, gümrük, bütçe, ticaret ve ekonomi alanları ile ilintili olan Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (CBAM), çok disiplinli ve kompleks bir yapıya sahip.

Sınırda Karbon Uygulamasına Neden İhtiyaç Duyuluyor?

Avrupa Birliği’ndeki politika yapıcıları tarafından Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması’nın üçüncü ülkelerdeki ihracatçılara yaptırım uygulama amacı ile getirilmediği ifade ediliyor. Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması’na ihtiyaç duyulmasının temel olarak dört nedeni var:
  • Birincisi, AB Emisyon Ticaret Sistemi’nde yükselen karbon ücretleri nedeni ile AB’deki üreticilerin rekabet gücünün zarar görmesini engellemek. 
  • İkincisi, AB’deki yüksek karbon ücretleri sebebi ile bazı sektörlerin üretim faaliyetlerini karbon rejimi olmayan başka ülkelere taşıyarak karbon sızıntısına (carbon leakage) yol açmasını engellemek. 
  • Üçüncüsü, Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması’ndan muaf olmak isteyen ülkelerin kendi karbon rejimlerini oluşturmalarını teşvik etmek.
  • Son olarak ise, Avrupa Birliği’nin iklim değişikliği ile mücadele politikalarına zarar veren Emisyon Ticaret Sistemi’ndeki ücretsiz tahsisatların CBAM ile uygulanacak karbon ücretleri ile birlikte kademeli olarak kaldırılması.
AB Emisyon Ticaret Sistemi’nde Karbon Ücretleri
AB Emisyon Ticaret Sistemi’nde Karbon Ücretleri

Bununla birlikte, CBAM’in dizaynında yeterli özen gösterilmediği takdirde ortaya çıkabilecek problemler; 

  • CBAM’in işletiminden kaynaklanacak aşırı idari masraflar
  • Temel ürünler için fiyatların artması
  • Uluslararası ticarette çatışmalar
  • Çok taraflı ve işbirliğine dayanması gereken uluslararası düzenin sarsılması

Küresel karbondioksit emisyonlarının yaklaşık %27’si, fosil yakıtlara dayalı olarak üretilen ürünlerden kaynaklanıyor. Bu ürünler aynı zamanda uluslararası ticarete konu ürünler olduğundan, sadece Avrupa Birliği’nin Emisyon Ticaret Sistemi ile kendi sınırları içerisindeki karbon yoğun endüstrilerin emisyonlarını azaltması iklim değişikliği ile mücadele adına yeterli olmayacaktır. AB’nin ithal edilen ürünlere yönelik olarak koyacağı karbon ücretlerinin, ticaret partnerlerini karbon politikası oluşturmaya teşvik etmesi bekleniyor. CBAM teklifinden sonra Türkiye’nin kendi emisyon ticaret sistemini kuracağını açıklaması, AB’nin bu politikasında başarılı olduğunu gösteriyor.

Paris İklim Anlaşması ile belirlenen 1.5 derece hedefi çerçevesinde Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması ile dünya genelinde karbon sızıntısı sınırlandırılmak isteniyor. Karbon sızıntısının engellenmesi ve AB’deki şirketlerin rekabet gücünün korunması için AB ETS kapsamında belirli sektörlere ücretsiz tahsisatlar veriliyor. Fakat ücretsiz tahsisatlar  ve destekleyici finansal tedbirler, sektörlerin sera gazı emisyonlarını azaltacak şekilde düşük emisyonlu sistemlere geçme motivasyonlarını kırıyor.

AB Emisyon Ticaret Sistemi’nin İşleyişi
AB Emisyon Ticaret Sistemi’nin İşleyişi

AB ETS’ye tabi sektörler artan karbon ücretleri nedeni ile AB dışındaki firmalara göre dezavantajlı duruma düşüyor. Bu sektörlerin, rekabet güçlerini koruyarak düşük emisyonlu teknolojik yatırımlar yapabilmeleri için, AB dışındaki üreticileri ile eşit şartlar sağlayacak yasal düzenlemelere ihtiyaç duyuluyor. CBAM ile endüstrilerin karbondan arındırılması için gerekli yatırım maliyetleri arasında adaletin sağlanarak rekabet gücü açısından bozulmaların engellenmesi isteniyor. 

CBAM sayesinde, ithal edilen ürünlere AB ETS’deki ücretler baz alınarak konulacak karbon ücretleri, AB dışındaki ülkelerdeki üreticileri düşük emisyonlu sistemlere geçmeye teşvik etmesi bekleniyor. İthal edilen ürünler ile AB’de üretilen ürünlerin aynı karbon ücretlerine tabi olması, Dünya Ticaret Örgütü’nün kurallarına uygunluk arz ediyor. 

Sınırda Karbon Düzenlemesi Neden Önemli?

Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (CBAM), Avrupa dışındaki ülkelerde gevşek yasal düzenlemelerden kaynaklanan karbon sızıntısının (carbon leakage) önlenmesi açısından kritik öneme sahip. Bir taraftan uygulanan Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ile AB tarafından sektörlere karbon salımı konusunda ciddi kısıtlamalar getirilirken, Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması ile diğer ülkelerin de bu yönde adım atmasının teşvik edilmesi hedefleniyor. 

AB ETS bünyesinde yer alan karbon tahsisatları ve dolaylı emisyonlar için gösterilen toleranstan dolayı düşük emisyonlu sistemlere yatırım iştahının azalması, bu durumun da iklim krizi ile mücadeleyi zayıflatması, CBAM’ın ortaya çıkmasında etkili oldu. 2020 yılında Avrupa Sayıştayı (European Court of Auditors) tarafından yayınlanan bir rapora göre, AB’deki endüstrileri karbon sızıntısının olumsuz etkilerine karşı korumak için verilen ücretsiz karbon tahsisatları, iklim değişikliği ile mücadele adına karbonsuzlaşma politikalarını sekteye uğratıyor. Dünya Bankası tarafından hazırlanan “Küresel Karbon Ücretlendirme Göstergesi”ne göre dünya genelinde ETS veya karbon vergisi uygulamaları hızlı bir şekilde yaygınlaşıyor. CBAM’in etkin bir şekilde uygulanması, bu uygulamadan muaf tutulmak isteyen AB’nin ticaret partnerlerinin AB ETS ile aynı karbon ücretlerine sahip emisyon ticaret sistemi kurmalarını teşvik edecek. Bu şekilde uluslararası ticaretin doğasını köklü bir şekilde etkileyecek geniş katılımlı bir “karbon kulübü”nün oluşturulabilmesi adına Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması’na önemli görevler düşüyor. 

Milli ve Bölgesel Karbon Ücreti İnisiyatifleri
Milli ve Bölgesel Karbon Ücreti İnisiyatifleri

Sınırda Karbon Düzenlemesi Hangi Ürünleri Kapsar?

2030 yılına kadar ETS’ye tabi diğer sektörlere (güç, ısı ve buhar üretimi, petrol rafinerileri, demir ve çelik üretiminde kok fırınları, maden endüstrileri ve ayrıca kağıt hamuru ve kağıt fabrikaları) ait ürünlerin kademeli olarak CBAM içerisine dahil edilmesi için bir çalışma yapılması planlanıyor. Öncelikli olarak karbon sızıntısı riski en yüksek ve karbon yoğunluğu en fazla olan ürünlerden başlanması planlanıyor. CBAM kapsamına alınacak ürünler, neden oldukları toplam sera gazı emisyonları göz önünde bulundurularak ve idari açıdan sebep olacakları yük ve küçük & orta büyüklükteki işletmeler üzerindeki etkileri de dikkate alınarak seçilecek. Karbon sızıntısını engelleyecek şekilde ETS kapsamına giren ana ürünlerin seçilmesi CBAM kapsamına alınacak ürün seçilmesinde temel kriter. 

Ayrıca, bir taraftan üretim aşamasından en fazla enerji tüketimine neden olan ürünler seçilirken, diğer taraftan ise idari açıdan karmaşıklık ve hantallığa yol açılmaması gerekiyor. CBAM tarafından kapsanacak ürünlerin piyasalarda tedarik zinciri açısından bozulmalara yol vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekiyor.

Bu kapsamda Avrupa Komisyonu tarafından demir & çelik, rafineri ürünleri, çimento ve gübrenin bu kategoriye sokulması teklif edilirken;  Avrupa Parlamentosu tarafından ilave olarak temel organik kimyasallar, hidrojen, genel olarak organik kimyasallar, alüminyum  ve polimerlerin de CBAM kapsamına dahil edilmesi teklif edildi. Rafineri ürünlerinin her birisindeki sera gazı emisyonlarının belirlenmesindeki güçlük nedeni ile bu ürünlerin CBAM’a dahil edilmesinde dikkatli olunması gerektiği yönünde bir görüş hakim. Aynı zamanda, ETS kapsamında kıyaslama kriterleri sadece benzin, motorin ve kerosen ile ilgili olmayıp, tüm rafineri ürünlerini kapsıyor. Geçiş döneminde rafineri ürünlerinin CBAM’a dahil edilmesi sürecinde Avrupa Komisyonu tarafından gömülü karbon emisyonlarının dikkatli bir şekilde hesaplanması gerekiyor. 

Avrupa Komisyonu tarafından verilen teklifte, dolaylı emisyonların başlangıçta dahil edilmesi düşünülmüyordu. Bu kategoriye giren emisyonların Avrupa Parlamentosu tarafından teklif edilmesi sonrasında, sebep oldukları sera gazı emisyonları nedeni ile çelik ile yarışan ve yüksek karbon sızıntısı riskine sahip alüminyumun da CBAM’a dahil edilmesi Parlamento’nun teklifinde yer aldı. Demir hurda ve demir alaşımları gibi üretim sürecinde anlamlı miktarda sera gazı emisyonuna yol açmayan ürünlerin CBAM’a dahil edilmesi ise düşünülmüyor. 

Avrupa Komisyonu ilerleyen periyotta CBAM’in alt ürünleri kapsayacak şekilde genişletilmesi ile ilgili değerlendirmelerde bulunacak. Bu değerlendirmelerde; 

  • karbon sızıntısı olma ihtimali, 
  • AB’deki firmaların rekabet gücü, küçük & orta büyüklükteki şirketlere etkileri, 
  • ticari paternler ile ilişkilerde yaşanabilecek sorunlar, 
  • hileli uygulamaların olma ihtimali gibi faktörler dikkate alınacak. 

Sınırda Karbon Düzenlemesi Nasıl Uygulanacak?

2023 yılında hayata geçmesi beklenen düzenlemenin 2026 veya 2027 yılına kadar sürmesi beklenen ilk safhasında sadece emisyonların raporlanması zorunluluğu getirilecek. Müteakip safhada ise AB’de ithalat yapan firmalar, AB dışında üretilen ürünlerin üretim safhasında oluşan emisyon miktarı kadar CBAM sertifikası almak zorunda olacaklar. CBAM sertifikalarının ücreti, AB ETS’deki haftalık karbon ücretleri referans alınarak hesaplanacak. Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması’nın AB Emisyon Ticaret Sistemi’ne entegre olması, idari açıdan sistemin idamesinde kolaylık sağlayacak.  

İthalatçı firmaların her yılın 31 Mayıs tarihine kadar bir önceki yıla ait gerçekleşen emisyon miktarı kadar CBAM sertifikasını teslim etmesi gerekiyor. Yeterli sertifika gösteremeyen veya emisyonları ile ilgili yanıltıcı beyanlarda bulunanlar için uygulanacak cezanın bir önceki CBAM sertifikalarının ortalama ücretinin üç katı olması bekleniyor. Cezaların ödenmesi, yeterli sayıda CBAM sertifikası gösterme yükümlülüğünü ortadan kaldırmıyor. 

Genel Hatları ile Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması
Genel Hatları ile Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması

Ticaret akışında herhangi bir bozulmaya neden olmamak için firmaların alabilecekleri CBAM sertifikaları ile ilgili bir sınırlandırma getirilmesi beklenmiyor. AB dışındaki firmaların düşük emisyonlu sistemlere geçmesi konusundaki motivasyonlarını düşürmemek için AB ETS’den farklı olarak CBAM sertifikalarının ticaretinin yapılması mümkün değil. CBAM sertifikalarının iki yıl geçerli olması bekleniyor.

Üçüncü ülkelerin CBAM’den muaf tutulabilmesi için AB ETS’ye entegre olmaları veya AB ETS’deki ücretler seviyesinde karbon ücretlere sahip kendi karbon rejimlerini kurmaları gerekiyor. Avrupa Komisyonu, CBAM kapsamında uygulanacak olan karbon ücretlerinden kaçınmak için üçüncü ülkeler tarafından getirilecek adil olmayan ETS düzenlemeleri izlemekle görevlendirilecek.

2003’te yayımlanan ETS direktifine uygun olarak CBAM düzenlemesinde karbondioksidin yanısıra nitrit oksit ve perflorokarbonların da kapsanması değerlendirilen konular arasında. Gelecekte ETS’de yapılacak değişikliklerin CBAM’e yansıtılması gerekiyor. ETS ve CBAM arasındaki karbon ücretleri konusundaki uyum, Dünya Ticaret Örgütü’nün kurallarına uygunluk açısından önem arz ediyor.

AB ETS çerçevesinde sadece endüstriyel tesislere yönelik kurallar getirirken, CBAM kapsamında belirli ürün grupları için karbon ücretleri konulacak. CBAM’in uygulanmasında küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin aşırı bürokratik işlemlerden etkilenmemesi için CBAM sertifikalarının ücretlerinin hesaplanması ve geçerliliğinin belirlenmesinde ETS’den farklı bazı kolaylıklar planlanıyor.

CBAM sertifikalarının ücretleri, ETS’de açık artırma ile satılan haftalık karbon ücretlerinin ortalaması olarak belirlenecek. Bu sayede bir taraftan CBAM sertifikalarının ücretleri ETS’deki fiyat dalgalanmalarını takip ederken, diğer taraftan sertifika ücretlerinin hesaplanmasında idari açıdan bir kolaylık sağlanacak. CBAM sertifikalarının deklarasyonu için basit ve ulaşılabilir bir sistemin kurulması gerekiyor. Aksi takdirde, uluslararası ticaretin işleyişinde gümrüklerde beklemelerden dolayı bir takım aksamalar meydana gelebilir. Doğrulanmış sera gazı emisyonlarının farklı zaman dilimlerinde raporlanması da, aynı anda başvurulardan dolayı sıkışmaların önlenmesi adına faydalı olacak.

CBAM uygulamasının üçüncü bir ülke üzerinde yıkıcı etkilerinin bulunması halinde Avrupa Komisyonu, CBAM düzenlemesinde gerekli değişiklikleri yapmaya yetkili. İhtiyaç duyulması halinde Avrupa Komisyonu, üçüncü ülkeler haricinde, ilgili sektör temsilcileri, ticaret birlikleri ve sivil toplum örgütleri ile gerekli müzakereleri yürütebilir.

Avrupa Komisyonu’nun, uluslararası ticaretteki partnerlerle iklim değişikliği ile mücadele kapsamında karbon kulüpleri oluşturma konusunda Dünya Ticaret Örgütü ve OECD gibi uluslararası örgütler bünyesinde gerekli işbirliği mekanizmalarını oluşturmaya yönelik çalışmalara devam etmesi planlanıyor. CBAM kapsamında elde edilecek gelirlerin bir kısmının, özellikle az gelişmiş ülkeler ile paylaşılarak bu ülkelerde bulunan sektörlerin karbondan arındırılmasına yardımcı olunması hedefleniyor.

CBAM ile ayrıca 2003 yılında uygulamaya sokulan Direktif 2003/87/EC’e istinaden karbon sızıntısına karşı AB’deki sektörleri korumak için verilen ücretsiz emisyon tahsisatlarının kademeli olarak kaldırılması hedefleniyor. Avrupa Parlamentosu tarafından kabul edilen taslağa göre 1 Ocak 2030 tarihi itibariyle ETS’yi tesis eden 2003/87/EC nolu direktif kapsamındaki tüm sektörler CBAM tarafından kapsanacak. Bu konudaki çalışmaları yürütmek için Avrupa Komisyonu yetkilendirildi ve 2025 yılına kadar CBAM’in genişletilmesine dair plan hazırlaması bekleniyor.

CBAM deklarasyonunun içermesi gereken bilgiler; 

  • İthal edilen ürünlerin megawatt-saat cinsinden elektrik bilgileri ve  toplam miktarı
  • Gömülü emisyon miktarları
  • Teslim edilen CBAM sertifikası miktarı (burada ithalat yapılan ülkede ödenen karbon ücretinin düşürülerek AB ETS’deki ücretlere göre hesaplama yapılması gerekiyor) 

CBAM kapsamında beyanda bulunanlar gömülü emisyonları hesaplamak için gerekli olan bilgileri dört yıl boyunca kayıt etmekle yükümlü olacak. İthalatın yapıldığı ülkede ödenen karbon ücretinin dikkate alınması için söz konusu ülkede etkili bir mekanizmanın kurulmuş olması gerekiyor. Belirtilen karbon ücretinin etkinliğini düşüren destekler veya tazminatlar CBAM sertifikalarına ödenmesi gereken ücretlerin hesaplanmasında değerlendirilecek.

Sınırda Karbon Düzenlemesi’nin Öngördüğü Yaptırımlar Neler?

Avrupa Parlamentosu’na göre, üye ülkeler arasında uyumun sağlanması için merkezi bir CBAM otoritesinin kurulması daha faydalı olacak. Olası dolandırıcılık vb. faaliyetlerin tespiti ve cezalandırılması için CBAM otoritesi tarafından CBAM’in dizaynı ve denetiminin dikkatli bir şekilde yapılması bekleniyor. CBAM otoritesi ve üye devletin, herhangi bir ihlalin tespit edilmesi halinde iç hukuka göre idari ve cezai yaptırımları uygulaması gerekiyor. Beyanda bulunan yetkili, CBAM sertifikası ücretlerinin ödenmesinde daha önce ödediği açık karbon ücretine karşılık gelen miktarda indirim yapılmasını talep edebilir.

Beyanda bulunan yetkililer CBAM yükümlülüklerinin doğrulanmış emisyon verilerine göre hesaplanmasını isteyebilirler. Varsayılan değerler (default values), sadece emisyonlar ile ilgili bilgilere ulaşılamadığı durumlarda kullanılmalı. Karbon sızıntısını azaltmak için CBAM ile ilgili yapılabilecek her türlü ihlal ve hileli eylemin yasaklanması gerekiyor. Avrupa Komisyonu aşağıdaki hileli taktiklerin kullanımı konusunda gerekli tedbirleri almak için yetkilendirilecek; 

  • Başka limanlar üzerinden aktarma
  • Alt ürünlere kayarak  ticaret paternlerin değiştirilmesi
    • Karbon yoğun ürünlerin karbon ücreti olmayan ülkelere diğerlerinin ise AB gibi ETS’ye sahip ülkelere aktarılması (resource shuffling)
    • Masrafların stoklara yüklenmesi (cost absorption)
    • Emisyon bilgilerinin manipüle edilmesi
    • Ürünlerin yanlış markalanması
    • Ürünlerin hafif bir şekilde değiştirilerek başka bir kategoriye sokulmaya çalışılması

Üçüncü ülkelerden elektrik ithalatı yapıldığında CBAM açısından entegrasyonda teknik bir sorunun yaşanması durumunda en geç 2030 tarihi olmak üzere belirli istisnalar getirilebilir. CBAM otoritesinin verdiği kararlardan dolayı zarar gören tarafların haklarını savunabilmeleri için bir temyiz mekanizmasının kurulması gerekiyor. Bu mekanizmanın vereceği kararlar Avrupa Adalet Divanı’nın kararlarına tabi olacak.

Europol’ün verilerine göre karbon kredilerinde yapılan dolandırıcılığın AB’ye yıllık maliyeti yaklaşık 5 milyar dolar. Dolayısıyla AB’nin, CBAM’in etkinliğini kıracak olası dolandırıcılık faaliyetlerini engellemeye yönelik etkili denetim mekanizmalarını oluşturması gerekiyor. 

Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması ile İlgili Yasama Sürecinde Yaşanan Bazı Tartışmalar

Avrupa Parlamentosu tarafından hazırlanan görüşte, diğer ülkelerde uygulanan örtülü karbon ücretlerinin CBAM kapsamına dâhil edilmemesi halinde, karbon sızıntısı miktarının azaltılmasında istenen neticelerin alınamayacağı ifade edilmiştir. Bu nedenle, Parlamento, diğer ülkelerde uygulanan sadece açık karbon ücretlerinin CBAM kapsamının dışında tutulması gerektiğini belirtmiştir.  

Avrupa Parlamentosu tarafından hazırlanan raporda, direkt emisyonlara ilave olarak dolaylı emisyonların da, CBAM kapsamında getirilecek karbon vergilerinin hesaplanmasına dâhil edilmesi gerektiği belirtildi. ETS kapsamında verilen tahsislerin zaman içerisinde tamamen ortadan kaldırılmasına paralel olarak CBAM tarafından öncelikle demir, çelik, rafineri, çimento, aliminyum, temel organik kimysallar, hidrojen, polimer ve gübre  başlamak üzere Commission Delegated Decision (EU) 2019/708’de belirtilen tüm sektörleri kapsayacak şekilde yeni karbon vergilerinin getirilmesi planlanıyor. Komisyon tarafından getirilen ilk teklifte, sınıflandırılması ve karbon salınım miktarının hesaplanmasından yaşanan zorluktan dolayı kimyasalların CBAM’a dahil edilmemesi planlanmıştı. Parlamento’ya göre ise gübre CBAM’a dahil edilirken kimyasalların dışarıda bırakılması bir çelişki. ETS kapsamında benzin ve mazot gibi alt başlıklara ayrılmayan rafineri ürünleri için de benzer bir teknik kısıtlama mevcut. 

Komisyon ve Parlamento’nun ayrıştığı noktalardan birisi, diğer ülkelerde uygulanan örtülü karbon vergilerinin, CBAM sertifikaları tedarik sürecinde indirim için kullanılıp kullanılamayacağı. Parlamento’ya göre, sadece açık karbon vergileri, CBAM sertifikalarının ücretlerinin hesaplanmasında indirim olarak yansıtılmalıdır.

Direkt emisyonlar, üreticilerin kontrolü altında olan ısıtma ve soğutma da dahil olmak üzere, üretim süreci boyunca yapılan emisyonları kapsıyor. Enerji sektörünün ETS sistemi içerisinde olmasından dolayı, dolaylı emisyonların CBAM kapsamına dahil edilmesi Avrupa Parlamentosu’nun teklifleri arasında. Bununla beraber, Dünya Ticaret Örgütü’nün uygulamaları ile uyumlu olması açısından, dolaylı emisyonlar ETS’den çıkarıldıktan sonra CBAM’a dahil edilmeli. Dolaylı emisyonlar, üretim sürecinde kullanılan elektrikten kaynaklanan emisyonlar olarak tanımlanıyor. 

Komisyon tarafından hazırlanan CBAM yasa taslağında, CBAM konusunda milli yetkili kurumların oluşturulması tasarlanırken, Avrupa Parlamentosu tarafından hazırlanan raporda, bu konuda yetkili bir AB ajansının oluşturulması teklif edilmiştir. CBAM otoritesi tarafından yapılacak bir risk değerlendirmesinde, beyanda bulunanların son üç yıl içerisindeki bilançoları ve kar/zarar tabloları incelenecek. Durumlarında bir değişiklik olması halinde, beyanda bulunanlar CBAM otoritesini vakit kaybetmeden bilgilendirecekler. Yetkili kılınan beyan veren, doğrulayıcı kuruluş tarafından alınan rapor dahil olmak üzere dört yıl boyunca kayıtları tutmakla mükellef. Bu kayıtların, CBAM otoritesi tarafından gözden geçirilmesine olanak tanıyacak biçimde akredite kuruluş tarafından gömülü emisyonların incelenmesine imkan verecek şekilde detaylı tutulması gerekiyor. Avrupa Parlamentosu’na göre, CBAM konusunda yetkinin milli kuruluşlara verilmesi, uygulamada yeknesaklığın sağlanması açısından problem teşkil edebilecek. 

Emisyon Ticaret Sistemi (ETS)’ne dahil olan İzlanda ve Norveç’in yanı sıra, kendi emisyon sistemi olan İsveç gibi ülkelerin CBAM kapsamından muaf tutulması beklenmektedir. İlave olarak, tarihsel süreç içerisinde az karbon salımlarından dolayı dünyanın ısınmasında sorumlu tutulamayacak olan az gelişmiş ülkeler ile ada ülkelerinin de CBAM’a tabi tutulmaması öngörülüyor 

Sınırda Karbon Düzenlemesinin Türkiye'ye Etkileri

Avrupa Birliği’ne ihraç ettiği ürün yelpazesine bakıldığında CBAM’dan en fazla etkilenmesi beklenen ülkeler Rusya, Çin ve Türkiye. CBAM kapsamına giren ürünlerde Türkiye’nin ihracatının önemli bir kısmı Avrupa Birliği’ne gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla, Türkiye’de üretilen ürünlerdeki gömülü emisyonların fazla olması halinde maliyetlerin artması, firmalarımızın AB pazarındaki rekabet gücünü olumsuz etkileyebilir. 

Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması’ndan en çok etkilenecek ülkeler 2019 verileri
Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması’ndan en çok etkilenecek ülkeler 2019 verileri

Sektörleri karbondan arındırma konusunda yeterli finansal kaynağa veya uzmanlığa sahip olmama nedeni ile düşük performans gösteren ülkelerin CBAM’dan daha fazla etkilenmesi bekleniyor. Ülkelerin idari yapılarının adaptasyon kapasitesi, iklim politikaları ve karbon içeriklerini hesaplama kabiliyeti, CBAM’e uyum seviyelerinde belirleyici. CBAM kapsamında giren ürünler açısından ülkelerin Avrupa Birliği ile ilişkileri de dikkate alınması gereken faktörler arasında. Bu ürünlerin ihracatını yoğunluklu olarak Avrupa Birliği’ne yapan ülkeler, CBAM ile getirilecek olan karbon ücretlerinden sakınmak için alternatif pazarlar bulmakta zorlanacağı için CBAM’den daha fazla etkilenecektir. CBAM ürünlerinin, ilgili ülkelerin ihracat kalemleri arasındaki ağırlığı da GSMH’yı doğrudan etkileyeceğinden, ihracatta bu ürünlere yaslanan ülkeler de CBAM’in olumsuz etkilerine daha fazla maruz kalması bekleniyor.

Türkiye’nin enerji sektöründeki emisyon oranlarını azaltması, ilgili sektörlerin CBAM’den olumsuz etkilenme riskini azaltacaktır. Buna ilave olarak, sektörlerdeki ilgili firmaların karbon emisyonlarını hesaplatma, kayıt etme, karşılaştırma ve doğrulama kapasitesinin artırılmasına yönelik çalışmalar, ihracatçı firmaların CBAM düzenlemesine uyumunu kolaylaştıracaktır.

Avrupa Birliği, CBAM’dan elde edilecek gelirlerin önemli bir kısmını, karbon nötr bir ekonomiye geçiş için gerekli olan teknolojik yatırımlarda kullanmayı planlıyor. Türkiye’nin kendi emisyon ticaret sistemini kurmaması halinde CBAM kapsamında karbon ücretlerini AB’ye ödemesi gerekecek. Diğer bir deyişle, Türkiye kendi net-sıfır hedefi için kullanabileceği finansal kaynağı CBAM ile AB’ye aktaracak. 

İşletmelere Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması’na Hazırlık Kapsamında Ne Yapmalı?

Paris İklim Anlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı ile birlikte şirketler tarafından cevabı aranan en temel sorulardan birisi “Şirketimizi nasıl karbon nötr hale getirebiliriz?” İşletmelerin büyük bir kısmı, karbon salınımının önemi ve hesaplanması konusunda yeterli farkındalığa sahip değil. Karbon emisyonlarının azaltılması konusunun son yıllarda önem kazanması, sadece bu alanlarda getirilen düzenlemelere uyum kaygısından kaynaklanmıyor. Çevre konusunda tüketiciler arasında artan hassasiyet nedeni ile, şirketlerin rekabet güçlerini korumaları ve yeni fırsat alanlarını değerlendirmeleri, karbon emisyonlarını azaltma çabaları ile yakından ilişkili. Stratejik yönetim anlayışının gereği olarak, bu yönde atılacak adımlar için uygun yeteneklere sahip personel istihdamı ve mevcut personele gerekli donanımın kazandırılması da şirketlerin karbon nötr bir üretim modeline geçmesi açısından elzem. Tüm bunlara ek olarak, finansal kuruluşlar için getirilen düzenlemeler neticesinde, karbon emisyon miktarlarını azaltmayan firmaların bankalar ve diğer finansal kuruluşlardan verilecek kredilerden yararlanma kapasitesi de ciddi oranda azalması bekleniyor.

Şirketlerin ilk olarak yapması gereken, direkt ve dolaylı karbon salımlarını (Scope 1, 2 and 3) hesaplatarak, üretim süreçlerinde ve organizasyon yapısında ana karbon salınım kaynaklarını tespit etmeleri. İkinci aşamada ise, şirketin rekabet gücüne zarar vermeden, yeni yasal düzenlemelere uyumlu şekilde karbon salımını azaltma konusunda stratejilerin geliştirilmesi geliyor. Burada önemli olan konu, ana karbon salım alanlarına yoğunlaşılması. Üçüncü aşamada, bilimsel tabanlı hesaplamalara göre karbon azaltımı konusunda yıllık rasyonel hedeflerin konulması gerekiyor.

Kapsam 2 ve 3’e giren emisyonların hesaplamalara dahil edilmesi sayesinde, üretici firmaların tedarik ve dağıtım zincirlerinde daha çevreci partnerler ile çalışmaları teşvik ediliyor. Örneğin bir tekstil firması, Kapsam 2’ye giren emisyonlarını azaltmak için geri dönüştürülebilir iplik veya kumaş satan bir tedarikçiden ürün temin edebilir.

Sınırda Karbon Mekanizması Düzenlemesi (CBAM) nedeni ile Avrupa’ya ihraç edilen ürünlere konulacak olan yeni vergiler, ihracatçı şirketlerin üretim süreçlerindeki karbon salınım miktarlarını azaltmaya itecektir. Avrupa Parlamentosu tarafından dolaylı emisyonların da CBAM kapsamına alınmasının teklif edilmesi nedeni ile, ihracatçı şirketlerimiz tedarik zincirlerinden fazla emisyon yapan küçük işletmeleri kademeli olarak çıkaracaklar.

Karbon emisyon miktarının azaltılması ile ilgili stratejiler belirlenirken güvenilir bilgiye ihtiyaç duyuluyor. Ana karbon emisyon kaynakları tespit edildikten sonra şirketlerde ilgili birimler gerekli tedbirleri almak için çalışmalara başlayabilir. Örneğin dizayndan kaynaklanan bir problem olduğunda, üründen sorumlu birim tarafından gerekli tedbirlerin alınması beklenebilir. Diğer taraftan, üretim sürecinde kullanılan ve piyasadan temin edilen malzemelerden kaynaklanan bir sorun tespit edildiğinde alımlardan sorumlu birimin adım atması beklenir. Bununla beraber, karbon emisyon azaltımı çalışması, şirket genelinde bir koordinasyon gerektirdiğinden, yönetim kurulu seviyesinde meselelerin değerlendirilmesi daha sağlıklı olacaktır. Döngüsel ekonomi kapsamında uzun soluklu sürdürülebilir stratejilerin oluşturulabilmesi veya uygulanabilmesi için departmanlar arası çok fonksiyonlu takımlar oluşturulabilir.

Kapsam 3’e giren emisyonlar işletmelerin direkt kontrolleri altında olmadığı için, bu emisyonların düşürülmesi için işletmelerin ortakları ile koordineli olarak hareket etmeleri gerekiyor. Bu kapsamda özellikle büyük ölçekli şirketler, tedarik zincirlerindeki firmaları, karbon emisyonları açısından değerlendirmek zorunda kalacaklar. Avrupa ve Amerika’daki büyük şirketler içerisinde karbon nötr olma taahhüdünde bulunanların, tedarik zincirlerindeki her bir firmayı, şirketin benimsediği ana hedefler doğrultusunda gözden geçirmeleri gerekecek.