Sürdürülebilirlik ile ilgili o kadar çok yazılıp çiziliyor ki, sanırım hepimiz Kapsam 3 emisyon, çifte önemlilik, Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması gibi terimleri çocuklarımızın isimlerinden fazla söylemeye ve duymaya başladık. Bu terim bombardımanı altında sürdürülebilirliğin asıl faktörü yada failini unutuyoruz: İnsan.

Yapay Zeka’nın (YZ) ilerlemesinin getirdiği dördüncü sanayi devriminin eşiğinde, sürdürülebilirlik kavramı yeni teknolojiler ile harmanlanarak yaşam şekillerimizi değiştiriyor. Bugüne kadar çevre yönetimi, sosyal adalet ve ekonomik sürdürülebilirlikle ilgili olan insan sürdürülebilirliği, şimdi ise yapay zekanın toplumda meydana getirdiği büyük değişikliklerin merkezinde yer alıyor. Herkeste bir endişe ister istemez oluşmuş durumda. “Acaba işimi kaybedecek miyim?” sorusunu Google arama çubuğuna olmasa da zihnimize yazdık bir kere.

Açıkça konuşmak gerekirse, yapay zekanın sürdürülebilirliği daha etkili hale getirme potansiyeli tahminlerimizin ötesinde olacak gibi gözüküyor. Yapay zeka tabanlı teknolojiler kendilerini sadece somut terimlerle açıklamakla kalmaz; örneğin, olası sonuçları daha iyi tahmin etmeleri ve mevcut kaynak yönetim sistemleri için daha verimli sınırlar belirlemeleri de mümkündür. 

Yapay Zekanın Yakınsak Sürdürülebilirlik Katkıları 

Yapay zeka algoritmaları binalarda, ulaşımda ve üretimde yol açıcı olabilir ve bu da karbon emisyonlarında kayda değer bir azalmaya yol açar. Tahmine dayalı analitik ve makine öğrenimi modelleri, rüzgar ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını daha pratik ve verimli hale getirmektedir.

Günümüzde başta enerji sektörü olmak üzere, yapay zeka destekli araçlar, kaynakların daha sürdürülebilir olmalarını sağlayacak şekilde denetleme ve eşgüdüm için kullanılıyor. Enerji hat verimliliği yapay zeka tabanlı sistemlere emanet edilmek üzere.

Hepimiz sosyal medyada yapay zekanın yıllardır teşhis konulamayan hastalara teşhis koyup tedavi önererek bu hastaların var olan dertlerinden kurtulmalarını ya da yaşamlarını sürdürebilmelerini sağladığı ile ilgili haberleri okuyoruz. Yapay zeka, hastalıkların erken aşamada tespit edilmesi, özel tedavi planı geliştirilmesi ve hızlı sağlık hizmeti sunulmasını sağlayacak. Sadece kişinin sağlığını daha iyi hale getirmekle kalmaz, aynı zamanda sistemin tedavisini de hızlandırır, böylece sistemin üzerinde aşırı yük oluşmasını da önlemiş olur. Bunlar yakın geleceğin senaryoları. 10 yıl içinde DNA’ya özel yani kişiye özel tedavi geliştirilmesine tanık olacağız. CRISPR tekniği sayesinde genetik hastalıkların elenmesi kolaylaşacak ve yeni nesilleri daha doğmadan kötü genetik mirastan koruyabileceğiz. Bu teknolojilere yapay zekanın entegre edilmesi; yaşam, çalışma ve etkileşim tarzını sürekli bir değişim ve dönüşüme sokacak. Hal böyle olunca, inovasyonun Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) ile uyumlu olması için çok dikkatli bir şekilde gerçekleşmesi gerekiyor. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının alt hedef maddelerinin değişime ayak uydurması gerekecek ve belki de çerçeveye, yapay zeka ile ilgili biri SKA maddesinin eklenmesi kaçınılmaz olacak.

Yapay zekanın insan ekonomisinde başrolde yer alacağını öngörebiliriz. İlk olarak üretkenliği arttırarak sisteme girdi. Şirketlerin, otomatikleştirme ve derin analiz gibi özellikleri hemen benimsediğini gözlemliyoruz. Bu açıdan, geçiş süreci insanlar açısından hiç de kolay olmayacak gibi görünüyor.Özellikle yüzyıllardır zihin ya da emek gücüyle yapılan işlerin yapay zekaya devri sürecinde yaşanacak iş kayıpları politikacıları oldukça zorlayacaktır. Ayrıca, çalışanların beceri geliştirme sürecinden geçmesinin gerekliliği gibi eğitim faktörleri de yeni dönem açısından hayati önem taşımakta. Bu nedenle eğitim politikaları, iş değiştirmeye niyetli çalışanlara yönelik olarak ve beceri gelişimi odaklı bir anlayışla yeniden tasarlanmalı ve bu tasarılar acilen uygulamaya konmalıdır. 

Bunlar bize yapay zekayı kapsayıcı bir şekilde kullanmazsak bazı sorunların daha da kötüleşebileceğini gösteriyor. Bu kapsayıcılığı SKA çerçevesinde sağlamanın zorunlu olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, teknoloji ve işyerinde eşitlik alanlarında yaşayan dijital boşluk, sosyo-ekonomik koşullar bakımından farklılık gösteren bireylerin, bilgi ve iletişim teknolojilerine erişimlerindeki farklılığın azaltılması için kapsamlı politikalar gerektirmektedir.

Yapay Zeka ve Yasal Düzenlemeler 

Şüphesiz ki yapay zekanın bazı etik sorunları da var. Gizlilik konusunun yanı sıra yapay zekanın verdiği kararların arka planı ile ilgili şeffaflık eksikliği ve veri toplama sürecine dair hususlar bu etik problemler ile ilgili kilit konular olarak karşımıza çıkıyor. 

Toplumun büyük kesimi, kendi seçtikleri karar alıcıların dahi daha büyük bir karar alıcı mekanizmanın güdümünde ve gizli bir planla hareket ettiğini düşünme eğilimi gösteriyor. Covid-19 salgınında aşı ile ilgili yaşanan aksaklıklar ve şüpheler bu tip gizli ajanda düşüncelerini maalesef daha çok besledi. Bu tip bir kamuoyu ortamında, karar alıcıların işi gerçekten zor. AB’nin oluşturmaya çabaladığı gibi güçlü etik düzenlemeler ve standartlar; yasaları ihlal edenlerin herhangi bir ayrım gözetilmeksizin cezalandırılması, bireysel mahremiyetin yapay zeka yoluyla ihlal edilmesini önlemek ve yapay zeka alanındaki geniş uygulamaları toplum nazarında güçlendirmek için kesinlikle gereklidir.

Yapay zeka teknolojisi sürdürülebilirlik sorunlarına kısmi cevap gibi görünse de, her derde deva olmasını beklemek anlamsızdır. Her teknoloji gibi yapay zekayı da her bakımdan sürdürülebilir kılmanın insanlığın sürdürülebilir kılmak anlamına geleceğini öngörmek kahinlik değil.

Yapay Zeka Sürdürülebilir Bir Ekonomi Sunabilir mi?

MIT’nin saygın profesörü Daron Acemoğlu, yapay zeka konusuna oldukça eleştirel yaklaşan bilim insanlarından biri. 25 Haziran 2024’de Goldman Sachs’da yayınlanan çalışmada kendisi yapay zekanın sağladığı faydanın, harcanan para ve enerjiye kıyasla çok küçük olduğu yönünde tutarlı bir eleştiri getirdi. Derin öğrenmeyi içeren büyük dil modellerinin kullanımında büyük bir hesaplama gücünün kullanılması büyük enerji tüketimi ile sağlanmaktadır. Yapay zekanın sürekli aktif çalışması için gereken enerji miktarı ve pek tabi karbon salınımına katkısı herhangi bir bilişim sistemi ile karşılaştırılamayacak denli fazladır. Bu, zamanla elbette büyük bir çevre sorunu haline gelir. Yapılan çalışmalar güçlü enerji verimliliğine sahip algoritmaların geliştirilmesini gerekli kılıyor.Yukarıda bahsettiğimiz yakınsak katkılarda ek olarak yeşil kodlamanın giderek sürdürülebilirliğin merkez konularından biri olması kaçınılmaz görünüyor.

İnsan Sürdürülebilirliği 

İnsan sürdürülebilirliğini teşvik etmek sadece ahlaki bir zorunluluk değil, aynı zamanda daha geniş çevresel ve toplumsal hedeflere ulaşmak için stratejik bir yaklaşımdır. İşte insan sürdürülebilirliğinin dünyanın genel sürdürülebilirliğine nasıl katkıda bulunduğu ile ilgili daha çok çözüm üretmek gerekli. SKA’ların 12 tanesi doğrudan insan hayatını ilgilendiren maddelerden oluşuyor. Özellikle ilk altı SKA’nın belirlediği temel sorunlar büyük oranda çözülmeden diğer maddelerde tutarlı ve kalıcı çözümler üretmek imkansız. Çok yakın bir gelecekte herkesin uzlaşacağı yegane fikir, güçlendirilmiş beşeri sermayeye sahip ülke ve toplulukların daha iyi iklim eylemine ve sürdürülebilirliğe olumlu katkıya yol açacak olmasıdır. Bireyler ve toplulukların SKA’larca belirlenmiş temel ihtiyaçları karşılandığında katılımcılıkları artacaktır. Eğitim ve ekonomik fırsatlar yoluyla güçlendirildiklerinde, sürdürülebilir uygulamalara katılım ve çevrenin korunmasını savunma olasılıkları daha yüksek olduğunu Dünya Bankası’nın bilimsel araştırması bizlere göstermiştir. İnsan sürdürülebilirliğini teşvik eden bir toplum, farklı perspektiflerden ve yeteneklerden yararlanır. Bu çeşitlilik, iklim değişikliği, kaynak yönetimi ve biyolojik çeşitliliğin korunması gibi karmaşık küresel sorunlara yenilikçi çözümler getirebilecek kadroları yetiştirecektir.

İnsan sürdürülebilirliğine öncelik veren ülkeler veya AB gibi ülkeler üstü birlikler, yakında hepimizin yüzleşeceği çevresel ve ekonomik şoklara uyum sağlamak ve bu şoklardan kurtulmak için daha donanımlı bir hale gelecektir. Direnç sahibi sosyal sistemler ve yeryüzü kaynaklarına eşit erişim olanakları, hem insan hem de doğal düzenin dengesini destekleyen bir dayanıklılık altyapısı oluşturur. Bunları yapmayan ulusların ödeyeceği maddi ve manevi bedeller olacaktır.

Yapay zeka uygulamaları ve insan sürdürülebilirliğinin kesişimi tesadüf değildir. Kapitalizm tıpkı evrim gibi bir iç optimizasyona sahiptir. Piyasanın yeni koşullarına teknoloji sayesinde uyum sağlayan yapılar dönüşerek yaşar. Evrimde ise çevre koşullarına en iyi uyum sağlama becerisi organizmayı hayatta tutar. İkisi de bir tür içsel sistem optimizasyonunu verili çevrede gösterir. İnsan kültürünün binlerce yıl sergilediği bu optimizasyon sayesinde teknoloji optimizasyonu en ileri seviyede gerçekleştirebilecek kavramsal aletleri bizlere sağladı. Bu dönüşüm, insanların içgüdüsel kıtlıklarından arınıp, Gaia’nın iç dengesi ile uyumlu onun kendisini iyileştirmesine olanak veren bir şekilde olmalı. Bu teknolojilerin etik çerçeveler olmadan kullanımı atom bombasını her başkente atmaktan farksızdır. Kapsayıcı politikalar, sürdürülebilir uygulamalar oluşturmak ve karar mekanizmalarına halkların katılımını sağlamak insani bir zorunluluktur. Tüm bunları eşgüdümlü şekilde yapma zorunluluğumuz, insanlık olarak bugüne kadar karşı karşıya kaldığımız en büyük meydan okuma olabilir.  

Hükümetlerin, karar alıcı devletler üstü birliklerin, işletmelerin ve sivil toplumun ortak çabaları, sürdürülebilir bir geleceğin şekillendirilmesini olanaklı kılabilir. YZ teknolojilerinin geliştirilmesi ve her alanda uygulanmasında insan sürdürülebilirliği koruma idealine öncelik vererek, gelecek nesiller için sürdürülebilir bir dünya kurabiliriz. Hepimiz biliyoruz ki, önce insan demeden doğayı insanın etkilerinden korumayı düşünmek asla sürdürülebilir bir fikir olamaz.

Gaia:Tanrı Doğum mitlerinin ilk tanrıçası, tüm yaşamın ata-anasıdır, engin göğüslü, doğurgan Toprak Ana’dır. (Vikipedi)

Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi için lütfen aşağıdaki formu doldurunuz

Etiketler: , , Last modified: 22 Temmuz 2024