Yeşil Düzenlemelerde Yorgunluk: Şirketler Bekle-Gör Refleksine mi Geçiyor?
Yeşil düzenlemelerde yorgunluk, küresel şirketlerin karşılaştığı karmaşık bir süreç haline gelmiştir. Bu durum, sürekli değişen çevresel regülasyonların şirketler üzerindeki baskısını artırarak tükenmişlik hissi yaratır. Regülasyon yorgunluğu, firmaların yerine getirmesi gereken çok sayıda ve sürekli değişen yasalarla başa çıkma isteksizliği ile tanımlanır. Bu, sürdürülebilirlik girişimlerinin uygulanmasında yavaşlamalara yol açabilir.
Bu yorgunluğun şirket operasyonlarına ve stratejik planlamalara etkisini incelediğimizde, stres düzeylerinin arttığını ve karar alma süreçlerinin karmaşıklaştığını görüyoruz. Şirketler, uzun vadeli stratejiler geliştirmek yerine anlık sorunlarla uğraşmak zorunda kalabiliyor. Ayrıca, belirsizlik ve değişkenlik, stratejik yatırımların ertelenmesine ve uzun vadeli planlamaların sekteye uğramasına neden olabilir.
Bu regülasyon yorgunluğu, sadece günlük operasyonları değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada da sistemik riskler yaratabilir. Şirketler sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma yolunda daha dikkatli ve stratejik adımlar atmak zorunda kalabilir. Ancak, mevzuat değişkenliği ve uyum süreçlerinin karmaşıklığı bu hedeflere ulaşmayı daha da zorlaştırabilir.
Regülasyon yorgunluğunun nedenleri arasında;
– Belirsiz ve sürekli değişen mevzuat,
– Uyum maliyetlerinin yüksekliği,
– Teknik kapasite eksikliği,
– İç kaynak yetersizliği,
– Mevzuatların sektörlere göre farklı etkileri yer almaktadır.
Karbon Kredileri ve Mekanizmanın İşleyişi
Karbon kredisi, bir ton karbon dioksit (CO2) emisyonunun azalmasını veya önlenmesini belgeleyen bir sertifikadır. Şirketler bu kredileri kendi emisyonlarını dengelemek için satın alır. Kyoto Protokolü ile tanıtılarak hem gönüllü hem de zorunlu piyasalarda işlem görmektedir.
Karbon kredileri, emisyonları dengelemek için önemli araçlar olarak değerlendirilir. İklim değişikliğine karşı verilen mücadelede bu krediler, çevresel sürdürülebilirliği destekler. Karbon kredileri, atmosfere salınan zararlı gazların azaltılmasına katkıda bulunarak ekolojik dengeyi korur. Ayrıca, şirketlerin karbon ayak izlerini azaltarak sürdürülebilirlik amaçlarını yerine getirmelerine yardımcı olur.
Karbon kredilerinin sunduğu başlıca çevresel ve ekonomik faydalar şunlardır:
1. Sera gazı emisyonlarını azaltma potansiyeli
2. Çevre dostu teknolojilerin geliştirilmesini teşvik etme
3. İklim değişikliği bilincini artırma
4. Sürdürülebilir projelere finansman sağlama
5. Şirketlerin sosyal sorumluluklarını yerine getirmelerine olanak tanıma
Karbon kredileri, şirketlerin çevresel hedeflerini gerçekleştirmelerine destek olurken, sürdürülebilir bir geleceğe adım atmaları için gerekli altyapıyı da sağlar. Bu süreçte karbon kredileri, iklim değişikliği ile mücadelede vazgeçilmez bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır.
Finans Dünyası İçin Yeşil Varlık Oranı
Yeşil Varlık Oranı (YVO) Rehberi, bankacılık sektöründeki çevresel sürdürülebilirlikle nasıl kesişiyor? Sektörel dönüşümdeki rolü ne? Devamını keşfetmek ister misiniz?
ESD (Yükselen, Stratejik, Yıkıcı) Sürdürülebilirlik ve Stratejik Risk Yönetiminde Yeni Bir Çerçeve
ESG yerini ESD’ye mi bırakıyor? Sürdürülebilirlikte büyük bir değişim mi başlıyor?
Kurumsal Sürdürülebilirlik İçin Yol Haritaları ve Çözüm Önerileri
Sürdürülebilirlik uygulamalarına nereden başlayacağınızı bilmiyor musunuz? Yönetim sistemleri entegrasyonu ve sektörel yol haritaları ile adım adım rehberimiz size yol gösterecek. Hemen tıklayın!
AB Kurumsal Sürdürülebilirlik ve Özen Yükümlülüğü Direktifi (CSDDD): Türkiye Şirketleri İçin Yol Haritası
Avrupa Birliği (AB), Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi (CSDDD) ile şirketlerin insan hakları ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerini azaltma konusunda yeni bir dönemi başlatıyor. Bu direktif, sadece AB içindeki şirketleri değil, AB pazarıyla iş yapan tüm küresel şirketleri, dolayısıyla Türk şirketlerini de derinden etkileyecek. Bu yazımızda, CSDDD’nin ne anlama geldiğini, kapsamını, Türkiye’deki şirketler için önemini …
Sürdürülebilirlik Raporlamalarında Değer Zinciri Analizi
Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi Madde 19(a)(3) ve 29(a)(3), raporlanan bilgilerin bir kuruluşun kendi faaliyetleri ile yukarı ve aşağı yönlü değer zinciri (VC), ürün ve hizmetleri, iş ilişkileri ve tedarik zincirini kapsamasını zorunlu kılıyor. Bununla birlikte CSRD’de değer zincirinin nasıl belirleneceğine dair bir tanımlama yapılmıyor. Bunun yerine değer zincirinin tanımı için özen yükümlülüğü (due diligence) ile …
Çifte Önemlilik Analizi (Double Materiality Analysis)
Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (ESRS)’na göre yapılacak sürdürülebilirlik raporlamaları, çevresel, sosyal ve yönetişim konularında şirketi etkileyebilecek önemli olan tüm etkiler, riskler ve fırsatlar (impact, risk and opportunity (IRO)) hakkında doğru ve ilgili bilgileri içermelidir. Önemlilik değerlendirmesi, işletmenin sürdürülebilirlik konularında raporlanacak objektif kriterlere göre önemli bilgileri belirleme sürecidir. EFRAG tarafından yayımlanan rehberde önemlilik değerlendirmesi ile ilgili spesifik süreçler …
Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) Raporuna Nasıl Uyum Sağlanır?
Sürdürülebilirlik raporlama çerçeveleri içerisinde en kapsamlı veri setine sahip olan Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi’ne uyum sağlamak şirketler için oldukça güç bir görev. Avrupa Birliği’nde yaklaşık 50.000 şirkete zorunlu sürdürülebilirlik raporlaması getirecek olan CSRD kapsamında uygulanacak olan Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlaması Standartları (ESRS)’nda 1200’den fazla veri giriş noktası bulunuyor. CSRD kapsamında raporlama yapacak şirketlerin ilk etapta değer …
Sürdürülebilir Kalkınma Amacı-5 : Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
Dünya liderleri 2015 yılında, 2030’a kadar üç önemli işi başarmak için 17 Küresel Amaç üzerinde uzlaştı. Bu üç önemli görev: Ocak 2016’da yürürlüğe giren ve 2030 yılına kadar gerçekleştirilmesi hedeflenen 17 amaç, Birleşmiş Milletler’e üye 193 ülke tarafından yoksulluğu ortadan kaldırmak, dünya gezegenini korumak ve tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasını sağlamak amacıyla benimsendi. …




