Binek Araç ve Ağır Vasıta Üreticileri Fren Sistemleri İçin Euro 7 Düzenlemelerine Uygun Ürün Tasarımı Hazırlıklarına Başladı.

2025’te yürürlüğe girmesi öngörülen yeni Euro 7 standartları ile araçların emisyon seviyelerinin düşürülmesi amaçlanıyor.

Euro 7,  egzoz emisyonlarını düzenlemenin ötesine geçen ve fren sistemlerinden kaynaklanan partikül emisyonları için ek sınırlar belirleyen dünya çapındaki ilk emisyon standartları oldu.

Yeni standartlar, fren balataları ve lastiklerden yayılan ve insan sağlığı açısından potansiyel risk oluşturabilecek maddeler içerebilen partikül madde (PM) miktarını sınırlamayı amaçlıyor.

Önerilen düzenlemeye göre binek araç fren balatalarından yayılan partikül madde sınırı 7 mg/km olacak. Düzenlemenin Temmuz 2027’den itibaren tüm ticari araçlara da uygulanması öngörülüyor. Ticari araçlar için belirlenecek partikül madde sınırının miktarı ise 2024’ün ikinci yarısında kesinleşecek. 

Euro 7 düzenlemeleri kapsamında fren sistemlerinin homologasyonunun Birleşmiş Milletler Genel Teknik Düzenlemesine (UN GTR) uygun olarak test edilmesi öneriliyor.

Araçlardaki elektrifikasyonunun artması, (fren sistemleri ve lastikler gibi) egzoz dışı emisyonların çevreye verdiği zarara daha fazla odaklanılmasına yol açıyor. Daha önceki düzenlemeler öncelikle hava kirliliğinde önemli bir etkiye sahip olan egzoz emisyonlarına odaklanıyordu.

Fren Sistemleri EURO 7’ye Hazır Mı?

Fren Diski ve Fren Balatası İkilisi

Fren diski ile fren balataları arasındaki sürtünme, yüksek ısıya ve aracın jantlarında ince toz birikimine yol açar. Araçta oluşan sürekli türbülansın bir sonucu olarak bu tozların büyük bir kısmı havaya yayılır ve insan sağlığı açısından risk oluşturur.

Fren partikül emisyonu düzenlemesi, daha şimdiden, fren diskleri ve balatalar arasındaki sürtünmeden kaynaklanan partiküllerin azalması için yapılacak değişikliklere ve bu sayede birçok inovasyon projesinin başlamasına yol açmış durumda.

Otomotiv endüstrisi, fren sistemlerinden kaynaklanan emisyonların azaltılması için farklı yöntemler üzerinde çalışıyor. Bunlardan en önemlileri olarak özel kaplamalı fren diskleri uygulaması ve NAO (Non-Asbestos Organic) çelik dışı formülasyonlara geçiş örnekleri verilebilir.

Üreticiler, sistemin verimliliğini ancak balata ve diskleri bir bütün olarak gördükleri takdirde optimize edebileceklerini ve her iki parçada yapılan değişikliklerle partikül emisyonlarını azaltabileceklerini kabul etmiş durumda.

Fren Disklerinde Yeni Kaplama Teknolojileri

Yeni kaplama teknolojileri, düşük aşınmalı fren diskleri üretmeyi mümkün kılmakta ve ince toz emisyonlarında önemli bir azalmaya yol açmaktadır. Günümüzde gri dökme demir fren disklerinin iyi bir hizmet ömrüne sahip olduğu biliniyor ancak bu diskler aşınma ve yıpranmaya tabi oldukları için bir aracın hizmet ömrü boyunca birkaç kez değiştirilmeleri gerekiyor.

Gri dökme demir üzerinde uygulanan lazer teknolojisiyle kaplama prosesi, düşük aşınmalı fren disklerinin üretilmesini sağlıyor. Bu uygulamayla, fren disklerinin ana malzemesi ve üretim süreci benzer şekilde korunabildiği gibi yüksek güçlü bir diyot lazeri aracılığıyla kaynak yapılan toz bazlı ek bir katmanla aşınma parametrelerinin optimize edildiği görülüyor.

Fren Balatalarında Daha Düşük Çelik Kullanımı Yaygınlaşıyor

Günümüzde, AB’de içten yanmalı motorlu araçlarda kullanılan fren sistemlerinin büyük çoğunluğu Euro 7 standardını karşılamamaktadır. AB’de, yüksek hızlı frenleme sırasında oluşan yüksek sıcaklıklara dayanmak için öncelikle fren balatalarında düşük çelik formülasyonları kullanılıyor. Standart gri dökme demir disk balatalarında düşük çelik formülasyonlarının kullanılması, bu malzemelerin aşındırıcı doğası nedeniyle emisyonların artmasına neden olabilir.

Endüstri, hem düşük çelik hem de çelik olmayan formülasyonların faydalarını birleştiren daha evrensel bir formülasyon geliştirmeye çalışıyor.

NAO (asbest dışı organik) sürtünme malzemelerine geçiş, azaltılmış aşındırıcı yapıları göz önüne alındığında emisyonları azaltmak için mantıklı bir adım olarak görülmektedir. Mineral lifler, mükemmel takviye özellikleri ve sürtünme seviyesini stabilize etme yetenekleri nedeniyle NAO sürtünme malzemesinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Fren balatalarında mineral liflerin kullanılması, rotor ve balatadan kaynaklanan emisyonları daha düşük seviyelere indirmektedir.

Sonuç: Üreticiler Pazarda Yerlerini Alabilmek İçin Birçok Farklı İnovasyon Projesini Devreye Almak İçin Yarışıyor

Fren sistemlerinde emisyonların azaltılması için yapılan çalışmalar bu kadarla da kalmıyor. Pasif ve aktif toz filtreleri kullanımıyla ilgili inovasyon projeleri üzerine yapılan yatırımlar hızla devam ediyor.

Buradaki en büyük risk artan maliyetlerle otomotiv sektörünün nasıl mücadele edeceği konusu. Sektörde kaçınılmaz olan emisyon düşürme hedeflerine bakılırsa doğru teknoloji ve doğru bir fiyatlandırma stratejisi ile büyük oyuncuların dikkatini çekmek mümkün olacak gibi görünüyor.

Etiketler: , , , , , , Last modified: 8 Şubat 2024