Son yıllarda popülerliği artan bir kavram olan “döngüsel ekonomi”; iklim değişikliği, biyoçeşitlilikte yaşanan kayıplar, atık ve kirlilik gibi küresel sorunlar ile başa çıkmayı amaçlayan bir üretim modelidir. Döngüsel ekonomi modelinde dizayn aşamasından itibaren geçerli olan üç temel prensip şunlardır;

  • Atık ve kirliliğin önlenmesi
  • Ürün ve materyallerin maksimum fayda sağlayacak şekilde sistemde tutulması
  • Doğanın yeniden canlandırılması

Döngüsel ekonomi modelinde dizayn aşaması çok kritik. Dizayn aşamasında alınacak tedbirler sayesinde, ürünlerin sonraki safhalarda daha fazla sistemde kalabilecek şekilde tasarlanması mümkün oluyor.

Döngüsel Ekonomi Modeli

Finansal Riskler ve Döngüsel Ekonomi

Döngüsel ekonomik modele uygun olarak yürütülen ekonomik faaliyetler, sürdürülebilir finans ile ilgili “fiziksel”, “geçiş dönemi ile ilgili” ve “sistemik” risklerin hafifletilmesini sağlıyor. 

İklim Değişikliği ve Finansal Riskler

Tek kullanımlık plastiklerin yasaklanması, atıkların ihracatı ile ilgili getirilen sınırlamalar, karbon vergileri & ücretleri gibi düzenlemeler, lineer üretim modellerinin maliyetlerinin artıyor. Ayrıca, bu düzenlemelerle birlikte, sosyal medyanın da etkisi ile üreticilerin daha fazla hukuki süreçler ile karşılaşma riski artıyor. Şirketlerin faaliyetlerinin çevresel ve sosyal etkileri açısından daha fazla mercek altına alınması, döngüsel olmayan modellerden kaynaklı sorunlardan dolayı şirketlerin marka imajlarını da tehdit ediyor. 

İstatistikler, lineer ekonomik modelin çevre üzerinde meydana getirdiği baskıyı göstermesi açısından çok çarpıcı. UNPRI’ın yayımladığı rapora göre 1970 yılında 30 milyar tondan az olan doğal kaynak kullanımı, 2017 yılında üç kattan fazla artış göstererek 92 milyar tona yükseldi. Mevcut üretim eğilimleri sonucunda bu rakamın 2060 yılında 190 milyar tona ulaşması bekleniyor. Aşırı kaynak kullanımı neticesinde tedarik zincirlerinde meydana gelecek materyal eksiklikleri keskin maliyet artışları ve beraberinde yüksek enflasyona yol açabilir. Sera gazı emisyonlarındaki artışın en önemli nedenleri arasında olan yeni kaynak kullanımının artarak devam etmesi aynı zamanda iklim krizi ve biyoçeşitlilik kaybının şiddetlenmesi anlamına geliyor. 

Döngüsel Ekonominin Faydaları

Yapılan araştırmalar, döngüsel ekonomik modele geçişin ekonomilere ciddi katkılar sunabileceğini gösteriyor. Örneğin;

  • Accenture tarafından yapılan araştırmaya göre, kaynak kullanımının ekonomik büyümeden ayrılması halinde 2030 yılına kadar tedarik zincirlerinde yaşanabilecek 4.5 trilyon dolar değerindeki malzeme eksikliği önlenebilir.
  • Uluslararası Çalışma Organizasyonu’nun yaptığı çalışmaya göre ise döngüsel ekonomiye geçiş sayesinde 2030 yılına kadar 6 milyon yeni istihdam sağlanabilir. 
  • Ellen MacArthur Foundation’a göre çelik, alüminyum, çimento, plastik  ve yiyecek sektörlerinde döngüselliğin sağlanması halinde dünya genelinde ulaşımdan kaynaklanan emisyonların miktarına denk yaklaşık 9.3 milyar ton sera gazı emisyonu önlenebilir. 

Döngüsel ekonomik modele geçişin sosyal olarak ta bir takım sonuçlarının olması bekleniyor. Chatham House tarafından yayımlanan bir rapora göre, döngüsel ekonomiye uygun olarak endüstriler yeniden yapılandırılırken dijitalleşmenin de etkisi göz önünde bulundurularak ihtiyaç duyulan spesifik iş sahaları belirlenmeli. Diğer taraftan ekonomileri büyük oranda lineer modele dayalı olan az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçları da dikkate alınmalı. Bu bağlamda bölgesel ve uluslararası ölçekte çeşitli işbirliği mekanizmalarının da oluşturulmasına ihtiyaç duyuluyor. 

Yatırımcılar neden döngüsel ekonomiye önem vermeli?

Döngüsel ekonomi modeli prensipleri, bütün endüstrileri ve küresel tedarik zincirlerini yakından ilgilendiriyor. Özellikle çevresel etkisi yüksek olan tekstil, inşaat, elektronik gibi sektörlerin döngüselliğini artırmak bir taraftan üretimden kaynaklı çevresel zararları azaltırken diğer taraftan pek çok yeni yatırım fırsatını beraberinde getiriyor. 

Döngüsel Ekonominin Faydaları

Döngüsel ekonomi model henüz gelişim aşamasında olmasına rağmen yatırımcıların ilgisini çekmeye devam ediyor. Bazı yatırımcılar, açık bir şekilde döngüsel ekonomi prensiplerini iş ilişkilerine entegre etmek isterken, bazıları ise ESG prensipleri çerçevesinde döngüselliği projelere dâhil etmeyi amaçlıyor. Belirli şirketler veya sektörlerden ziyade iş dünyasında yükselen trendleri takip ederek yatırımların yapılmasını öngören tematik yaklaşımları benimseyen yatırımcıların sayısı da artıyor. 

Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde görüşmeleri devam eden Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi ve ISO tarafından çalışmaları süren ISO TC323 standartları, döngüsel ekonomi ile ilgili belirsizlikleri ortadan kaldırmayı hedefliyor. 

Yatırımcılar arasında döngüsel ekonominin daha cazip hale gelmesinin nedenlerinden birisi, giderek popülerliği artan bir alana ilk giren almanın finansal avantajlarından yararlanmaktır. Ayrıca, döngüsel ekonomik modele göre üretim yapılması halinde maliyetlerin de azalacağı biliniyor. Özellikle Avrupalı yatırımcılar arasında tematik bir yatırım alanı olarak görülen döngüsel ekonomiye ilgi artıyor. Bununla beraber, Avrupalı yatırımcılar, döngüsel ekonomi ile ilgili tanımsal belirsizliklerin giderilerek AB Taksonomisi’ne uygun bir şekilde yatırımların sınıflandırılmasını istiyor. Astrog ve ACTIAM, ESG prensipleri kapsamında yatırım politikalarına döngüselliği dahil eden firmalar arasında. 

SASB tarafında oluşturulan önemlilik haritası (materiality map), yatırımcılar tarafından lineer ekonomi ile ilgili riskleri belirlemek için tercih edilebiliyor. Döngüsel ekonomi ile ilgili performansın belirlenmesi ve analizlerin yapılabilmesi için bilgilerin toplanması hem ciddi zaman alıyor, hem de finansal kaynak gerektiriyor. Bu noktada şirketlerin isteksiz davranması da, şirketlerin döngüsel ekonomi açısından durumlarının şeffaf bir şekilde analiz edilmesine engel oluyor. 

Yatırımcılar açısından karşılaşılabilecek lineer ekonomi riskleri;

  • Yeni gelen düzenlemeler ile üretim maliyetlerinin artması
  • Döngüsel ekonomik modele geçişte bazı sektörlere yönelik talepte yaşanacak azalma
  • Malzeme yoğun endüstrilerin faaliyet gösterdikleri ülkelerde ekonomik sorunların yaşanması

Son yıllarda tematik yatırımlar çerçevesinde döngüsel ekonomi yatırımlarda da bir artış gözlemleniyor. Tematik yatırımların tüm hisse yatırımları içerisinde payının sadece %2.7. Bu rakama 2011 yılında %0.8 idi. 2021’in sonu itibariyle tematik yatırımların boyutu 800 milyar dolara ulaştı. Bazı yatırım fonları sadece döngüsel ekonomi modeline geçiş ile ilgili projeler üreten şirketlere fon desteği sağlıyor. 

Tematik yatırımların ne kadar faydalı olduğu ile ilgili bir takım tereddütler var. Örneğin bazı moda kampanyalarının döngüsel modele uygun olarak gerçekleştirdikleri üretimden elde ettikleri gelir, diğer çevreci olmayan ürünlerden elde ettikleri gelirlerin yanında oldukça küçük ölçekli kalabiliyor. Robeco’nun RobecoSAM Döngüsel Ekonomi Hissleri ve Aviva’nın “Doğal Sermaye Geçiş Fonu”, tematik yatırımlara verilebilecek örnekler arasında. Avrupa Döngüsel Biyoekonomi Fonu da biyolojik kaynakların ve atıkların ekonomik olarak değerli ürünlere dönüştürülebilmesine odaklanan projeleri desteklemek için kuruldu. 

Sonuç ve tavsiyeler

İklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması ve biyoçeşitlilikteki kaybın engellenmesi için lineer ekonomiden döngüsel ekonomiye geçişin hızlandırılması gerekiyor. Bu çerçevede;

  • Özellikle varlık fonu yöneticilerinin lineer ekonominin riskleri ve döngüsel ekonominin faydaları hakkında farkındalıklarının artırılması gerekiyor. 
  • Özellikle dizayn aşamasına odaklanılarak ürünlerin tekrar kullanılması ve yeniden üretilebilmesine odaklanılmalı
  • Özellikle ambalaj, tekstil, elektronik vb. yüksek etkili ürünler alanında faaliyet gösteren sektörlerde döngüsellik artırılmalı
Etiketler: Last modified: 13 Mayıs 2023