2024 Sürdürülebilirlik Almanağında Yerinizi Alın!
AB Yeşil Mutabakatı Tekstil Stratejisi

Avrupa Yeşil Mutabakatı Sürdürülebilir Tekstil Stratejisi

Yazar 1:50 pm Sektörel Sürdürülebilirlik

Son güncelleme: 14 Mayıs 2025

Avrupa Yeşil Mutabakatı Işığında Sürdürülebilir ve Döngüsel Tekstil Stratejisi: Kapsamlı Bir Değerlendirme

Tekstil endüstrisi, gündelik yaşantımızın ayrılmaz bir parçası olarak karşımıza çıkmaktadır. Giysilerden ev tekstiline, endüstriyel kullanımlardan tıbbi ekipmanlara kadar uzanan geniş bir yelpazede hayatımıza dokunan bu sektör, ne yazık ki çevresel ayak izi en büyük endüstrilerden biri olarak da öne çıkmaktadır. Özellikle son yirmi yılda katlanarak artan üretim ve tüketim hacimleri, doğal kaynaklar üzerinde muazzam bir baskı yaratmakta, iklim değişikliğiyle mücadeleyi sekteye uğratmakta ve ekosistemleri tehdit etmektedir. Avrupa Birliği (AB) verilerine göre, 2000 ile 2015 yılları arasında küresel tekstil üretimi neredeyse iki katına çıkmıştır. Güncel projeksiyonlar ise daha da endişe verici bir tablo çizmektedir: Küresel tekstil tüketiminin 2030 yılına kadar %63 oranında artarak, mevcut yaklaşık 70 milyon tondan 102-105 milyon tona ulaşması beklenmektedir. Bu durum, su kaynaklarının aşırı kullanımı, enerji tüketiminin artması, kimyasal kirlilik ve devasa boyutlara ulaşan tekstil atıkları gibi sorunları beraberinde getirmektedir. Avrupa Çevre Ajansı’nın (EEA) 2020-2022 verilerine göre, AB’de kişi başına yılda ortalama 16 kilogram tekstil atığı oluşmakta, bu da toplamda yaklaşık 6.95 milyon tonluk bir atık dağı anlamına gelmektedir. Daha da kötüsü, bu atıkların çok küçük bir kısmı geri dönüştürülebilmekte veya yeniden kullanılabilmektedir; küresel ölçekte bu oranın sadece %1 civarında olduğu tahmin edilmektedir. AB özelinde ise toplanan tekstil atıklarının yalnızca dörtte biri (kişi başı yaklaşık 4.4 kg) yeniden kullanım veya geri dönüşüm süreçlerine dahil edilebilmektedir.

Bu çarpıcı rakamlar, tekstil sektöründe köklü bir dönüşümün kaçınılmazlığını gözler önüne sermektedir. İşte bu noktada, Avrupa Yeşil Mutabakatı (European Green Deal) ve onun önemli bir bileşeni olan AB Sürdürülebilir ve Döngüsel Tekstil Stratejisi devreye girmektedir. Bu strateji, tekstil ürünlerinin tasarımından üretimine, tüketiminden ömrünü tamamladıktan sonraki yönetimine kadar tüm yaşam döngüsünü yeniden şekillendirmeyi amaçlamaktadır. Temel hedef, 2030 yılına kadar AB pazarına sunulan tekstil ürünlerinin uzun ömürlü, geri dönüştürülebilir, büyük ölçüde geri dönüştürülmüş liflerden yapılmış, tehlikeli maddelerden arındırılmış ve sosyal haklara ve çevreye saygılı bir şekilde üretilmesini sağlamaktır. Bu kapsamlı vizyon, sadece çevresel sürdürülebilirliği değil, aynı zamanda sektörün rekabetçiliğini ve dayanıklılığını artırmayı da hedeflemektedir. Avrupa Yeşil Mutabakatı hakkında daha fazla bilgi edinin.)

Tekstil Sektörünün Çevresel Etkileri
Tekstil Sektörünün Çevresel Etkileri

Tekstil Sektöründe Radikal Düzenlemelere Neden İhtiyaç Duyuluyor?

Hızlı moda (fast fashion) olgusu, tekstil sektöründeki aşırı üretim ve tüketim sarmalının en önemli tetikleyicilerinden biridir. Sürekli değişen trendlere ayak uydurmak amacıyla düşük kaliteli ve ucuz ürünlerin piyasaya sürülmesi, tüketicileri daha fazla ve daha sık alışveriş yapmaya teşvik etmekte, bu da tekstil atıklarının çığ gibi büyümesine neden olmaktadır. Ironik bir şekilde, 1990 ile 2018 yılları arasında enflasyona göre ayarlanmış tekstil ürünlerinin fiyatları yaklaşık %30 oranında azalmış olsa da, hanehalklarının bu kalitesiz ve kısa ömürlü ürünlere harcadığı toplam miktar artmıştır. Bu durum, kaynakların israf edilmesine ve çevresel bozulmanın hızlanmasına yol açmaktadır. Ucuz tekstil ürünlerine olan bu doymak bilmez talep, aynı zamanda büyük ölçüde fosil yakıtlardan elde edilen sentetik elyaf üretimine olan bağımlılığı da artırmakta, bu da karbon emisyonlarını ve plastik kirliliğini körüklemektedir.

Tekstil sektörünün mevcut lineer “modeli”, yani “al-yap-at” yaklaşımı, kaynakların verimsiz kullanılmasına ve atık dağlarının oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Tekstil ürünlerinin çoğu, dayanıklılık ve tamir edilebilirlik göz ardı edilerek tasarlanmakta, bu da onların kullanım ömrünü kısaltmaktadır. Üretim ve kullanım aşamalarında, özellikle sentetik kumaşların yıkanmasıyla ortaya çıkan mikroplastik kirliliği ise hem insan sağlığını hem de deniz ekosistemlerini tehdit eden görünmez bir tehlikedir. Avrupa Komisyonu, her yıl yaklaşık 40.000 ton sentetik elyafın çamaşır makineleri aracılığıyla doğaya karıştığını tahmin etmektedir. Bu durum, gıda zincirine dahil olma potansiyeli taşıyan mikroplastiklerin yayılımını artırmaktadır. Dahası, küresel tekstil tedarik zincirlerinde, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, üretim maliyetlerini düşürme baskısı nedeniyle çalışanların hakları, adil ücret ve güvenli çalışma koşulları gibi temel standartlar sıklıkla ihlal edilmektedir. Bu durum, sektörün sosyal sürdürülebilirlik karnesini de olumsuz etkilemektedir.

AB Tekstil Stratejisi’nin Ana Hatları: Döngüsel Bir Geleceğe Doğru

Avrupa Birliği, bu çok boyutlu sorunlara çözüm üretmek amacıyla kapsamlı bir Tekstil Stratejisi geliştirmiştir. Bu strateji, sektörde bir paradigma değişimini hedefleyerek, lineer modelden döngüsel bir modele geçişi hızlandırmayı amaçlamaktadır. Stratejinin temel direkleri, tekstil ürünlerinin daha uzun ömürlü, tamir edilebilir ve geri dönüştürülebilir olmasını sağlamak üzerine kuruludur. Ürünlerin tasarım aşamasından başlayarak, tehlikeli kimyasalların kullanımının önlenmesi, üretim süreçlerinde insan haklarına ve çevre standartlarına tam uyumun sağlanması hedeflenmektedir. Tüketicilerin, daha dayanıklı ve sürdürülebilir ürünlere makul fiyatlarla erişebilmesi, “hızlı moda” anlayışının terk edilerek bilinçli tüketim alışkanlıklarının yaygınlaştırılması stratejinin önemli amaçlarındandır. Tekstil ürünlerinin yeniden kullanım ve tamir olanaklarının artırılması, üreticilerin tekstil atıkları konusunda daha fazla sorumluluk üstlenmesi Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (EPR) Şemaları aracılığıyla ve elyaf-elyaf geri dönüşümü gibi yenilikçi teknolojilerin teşvik edilmesi de stratejinin kilit unsurları arasındadır. Bu sayede, kaynakların daha verimli kullanılması ve atık miktarının minimize edilmesi planlanmaktadır.

Aşağıdaki infografikte Avrupa Birliği (AB) tekstil stratejisinin ana hatları gösterilmektedir.

AB tekstil stratejisinin ana hatları
AB Tekstil Stratejisinin Ana Hatları

Zorunlu Ekodizayn Kriterleri: Sürdürülebilirliğin Yeni Standardı

AB Tekstil Stratejisi’nin en somut adımlarından biri, “Sürdürülebilir Ürünler için Ekodizayn Düzenlemesi” (ESPR) kapsamında tekstil ürünlerine yönelik zorunlu ekodizayn kriterlerinin getirilmesidir. Bu kriterler, ürünlerin dayanıklılığını, yeniden kullanılabilirliğini, tamir edilebilirliğini ve geri dönüştürülebilirliğini temel alacaktır. Renklerin solma süresi, kumaşın yırtılmaya karşı direnci, fermuar ve dikişlerin kalitesi gibi unsurlar, bir tekstil ürününün ne kadar süreyle kullanılabileceğini ve ne zaman atık haline geleceğini belirleyen önemli faktörlerdir. Ekodizayn kriterleri, bu tür özelliklerin iyileştirilmesini zorunlu kılarak ürünlerin ömrünü uzatmayı ve ikinci el piyasasını canlandırmayı hedeflemektedir.

Bununla birlikte, geri dönüşümün önündeki en büyük engellerden biri olan malzeme kompozisyonu da ekodizayn kapsamında ele alınacaktır. Örneğin, pamuk ve polyester gibi farklı elyaf türlerinin karıştırılması veya kumaşlara esneklik kazandırmak için eklenen elastan gibi malzemeler, mevcut teknolojilerle geri dönüşümü oldukça zorlaştırmakta veya maliyetli hale getirmektedir. Yeni düzenlemeler, üreticileri daha saf ve geri dönüşüme uygun malzemeler kullanmaya teşvik edecektir. Avrupa Komisyonu, çevresel etkisi en yüksek olan ürün gruplarına öncelik vermeyi planlamaktadır; bu kapsamda hanehalkı tekstilleri, halılar ve yataklar ilk aşamada değerlendirilecek ürünler arasındadır. Ayrıca, tekstil ürünlerinde bulunan kanserojen, mutajenik veya üreme için toksik (CMR) maddeler gibi tehlikeli kimyasalların kullanımı, REACH Tüzüğü ve “Sürdürülebilirlik için Kimya Stratejisi” çerçevesinde sıkı bir şekilde denetlenecek ve kısıtlanacaktır. Bu süreçte, şeffaflığı artırmak ve tüketicilere daha fazla bilgi sunmak amacıyla Dijital Ürün Pasaportu gibi araçların kullanımı da yaygınlaştırılacaktır. Endüstriyel emisyonların azaltılması ve en iyi mevcut tekniklerin uygulanması da “Endüstriyel Emisyonlar Direktifi” ve ilgili referans dokümanlar aracılığıyla desteklenecektir.

Aşağıdaki infografikte Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında sürdürülebilirlik için kimya stratejisine yönelik ana eylemler gösterilmektedir.

sürdürülebilirlik için AB kimya stratejisi
Sürdürülebilirlik için Kimya Stratejisi

Satılmayan Tekstil Ürünlerinin İmhasının Önlenmesi: İsrafa Karşı Kararlı Duruş

Tekstil endüstrisindeki bir diğer önemli sorun, satılamayan veya iade edilen ürünlerin büyük miktarlarda imha edilmesidir. Bu durum, hem değerli kaynakların boşa harcanmasına hem de gereksiz yere çevresel kirliliğe yol açmaktadır. Avrupa Komisyonu, bu israfın önüne geçmek amacıyla “Sürdürülebilir Ürünler için Ekodizayn Düzenlemesi” teklifi çerçevesinde önemli adımlar atmaktadır. Özellikle büyük şirketlere, satılmayan ürünlerini nasıl yönettiklerine dair kapsamlı kamuoyu açıklamaları yapma zorunluluğu getirilmesi planlanmaktadır. Bu açıklamalar, imha edilen ürün miktarını, geri dönüştürülen veya yeniden kullanılan miktarı, atık yönetimi süreçlerinde harcanan enerji ve su gibi verileri içerecektir. Bu şeffaflık sayesinde, şirketler üzerinde kamuoyu baskısı oluşturularak satılmayan ürünlerin imhasının azaltılması ve alternatif değerlendirme yöntemlerinin teşvik edilmesi hedeflenmektedir. Avrupa Komisyonu, belirli kategorilerdeki satılmamış tüketici ürünlerinin imhasının doğrudan yasaklanması yönünde de çalışmalarını sürdürmektedir. Bu, özellikle hızlı moda markalarının stok fazlası ürünleri yok etme pratiklerine son vermeyi amaçlayan kritik bir adımdır.

Mikroplastik Kirliliğinin Engellenmesi: Görünmez Tehdide Karşı Önlemler

Sentetik tekstillerin üretimi, kullanımı ve yıkanması sırasında çevreye salınan mikroplastikler, son yıllarda giderek artan bir endişe kaynağı haline gelmiştir. Bu küçük plastik parçacıkları, su kaynaklarına, toprağa ve nihayetinde besin zincirine karışarak hem ekosistem sağlığını hem de insan sağlığını tehdit etmektedir. Tekstil endüstrisi, polyester ve naylon gibi sentetik elyafların yaygın kullanımı nedeniyle mikroplastik kirliliğinin ana kaynaklarından biridir. Özellikle düşük kaliteli ve “kullan-at” mantığıyla üretilen tekstil ürünlerinin ilk birkaç yıkamasında önemli miktarda mikroplastik salınımı gerçekleşmektedir. Avrupa Komisyonu, bu soruna çözüm bulmak amacıyla tekstil ürünlerinin tasarımından başlayarak üretim süreçlerine, yıkama talimatlarına ve ömrünü tamamlamış ürünlerin yönetimine kadar bir dizi bağlayıcı önlem getirmeyi planlamaktadır. Bu önlemler arasında, mikroplastik salınımını azaltan üretim tekniklerinin teşvik edilmesi, daha dayanıklı ve daha az parçalanan sentetik elyafların geliştirilmesi, ev tipi çamaşır makineleri için filtreleme sistemlerinin standartlaştırılması ve endüstriyel yıkama tesislerinde mikroplastik tutma teknolojilerinin yaygınlaştırılması gibi adımlar bulunmaktadır. Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlaması bu tür çevresel etkilerin takibinde önemli bir araçtır.)

Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (EPR) ve Atık Yönetimi: Üreticinin Rolü Yeniden Tanımlanıyor

AB Tekstil Stratejisi, atık yönetimi konusunda üreticilere daha fazla sorumluluk yükleyen Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (EPR) şemalarının yaygınlaştırılmasını hedeflemektedir. EPR, bir ürünün tüm yaşam döngüsü boyunca, yani tasarımından atık haline gelmesine kadar olan süreçteki çevresel etkilerinden üreticinin sorumlu tutulması prensibine dayanır. Tekstil sektörü için bu, üreticilerin ürünlerinin toplanması, ayrıştırılması, yeniden kullanıma hazırlanması ve geri dönüştürülmesi süreçlerini finanse etmesi veya organize etmesi anlamına gelmektedir. AB genelinde uyumlaştırılmış EPR kurallarının getirilmesiyle, tekstil atıklarının ayrı toplanması ve etkin bir şekilde yönetilmesi teşvik edilecektir. Bu sistem, aynı zamanda üreticileri daha en başından, yani tasarım aşamasında, daha dayanıklı, tamir edilebilir ve geri dönüştürülebilir ürünler geliştirmeye teşvik edecektir, çünkü ürünün ömrü sonu maliyetleri de kendi sorumluluklarında olacaktır. Bu, Döngüsel Ekonomi prensiplerinin hayata geçirilmesinde kilit bir rol oynayacaktır.

Yeşil Aklamaya (Greenwashing) Karşı Mücadele ve Tüketici Bilinçlendirme: Şeffaflık ve Doğru Bilgi

Sürdürülebilirliğe olan ilginin artmasıyla birlikte, bazı şirketlerin ürünlerini veya uygulamalarını gerçekte olduğundan daha çevre dostu gibi göstermeye çalıştığı “yeşil aklama” (greenwashing) vakaları da artmaktadır. AB Tekstil Stratejisi, bu tür yanıltıcı çevresel iddialara karşı sıkı önlemler almayı ve tüketicileri doğru ve güvenilir bilgilerle güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Şirketlerin sürdürülebilirlik iddialarını kanıtlamaları ve standartlaştırılmış yöntemler kullanmaları zorunlu hale getirilecektir. Ürün Etiketleme Düzenlemesi ve Dijital Ürün Pasaportu gibi araçlar, tüketicilere bir ürünün çevresel ve sosyal performansı hakkında şeffaf ve karşılaştırılabilir bilgiler sunacaktır. Bu sayede, tüketicilerin bilinçli tercihler yapması kolaylaşacak ve gerçekten sürdürülebilir ürünler üreten şirketler rekabet avantajı elde edecektir. AB Taksonomi Tüzüğü de bu konuda önemli bir referans noktasıdır.

Küresel Boyut ve Uluslararası İşbirliği: Sınırların Ötesinde Etki

Tekstil tedarik zincirlerinin küresel doğası göz önüne alındığında, AB Tekstil Stratejisi’nin başarısı uluslararası işbirliğine ve küresel standartların yükseltilmesine bağlıdır. AB, dünyanın en büyük tekstil ithalatçılarından biri olarak, bu strateji aracılığıyla küresel tedarik zincirlerinde sürdürülebilirlik uygulamalarını teşvik etme potansiyeline sahiptir. Strateji, AB dışındaki üretici ülkelerle diyalog ve işbirliğini artırmayı, adil çalışma koşullarını ve çevre standartlarını desteklemeyi hedeflemektedir. Uluslararası platformlarda ve ticaret anlaşmaları yoluyla sürdürülebilir tekstil üretiminin yaygınlaştırılması için çaba gösterilecektir.

Türkiye Tekstil Sektörü İçin Fırsatlar ve Zorluklar

Türkiye, AB’nin önemli bir tekstil ve hazır giyim tedarikçisi konumundadır. Dolayısıyla, AB Tekstil Stratejisi’nin getireceği yeni standartlar ve düzenlemeler, Türk tekstil sektörü için hem önemli zorluklar hem de yeni fırsatlar barındırmaktadır. Sektörün, ekodizayn, döngüsellik, tehlikeli kimyasalların yönetimi, şeffaflık ve sosyal sorumluluk gibi alanlarda AB standartlarına uyum sağlaması gerekecektir. Bu uyum süreci, yatırım ve teknolojik dönüşüm gerektirse de, aynı zamanda Türk şirketlerinin AB pazarındaki rekabet gücünü artırabilir ve sürdürülebilir üretimde öncü bir rol üstlenmelerini sağlayabilir. Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlaması Standartları bu geçişte firmalara yol gösterecektir.

Sonuç: Daha Yeşil Bir Geleceğe Doğru Tekstilde Dönüşüm

Avrupa Birliği’nin Sürdürülebilir ve Döngüsel Tekstil Stratejisi, tekstil endüstrisinde köklü bir değişimi hedefleyen iddialı ve kapsamlı bir yol haritasıdır. Hızlı modanın olumsuz etkilerinden, kaynakların aşırı tüketimine, çevresel kirlilikten sosyal sorunlara kadar pek çok zorluğun üstesinden gelmeyi amaçlayan bu strateji, sektörde daha adil, daha temiz ve daha döngüsel bir geleceğin kapılarını aralamaktadır. Ekodizayn zorunlulukları, satılmayan ürünlerin imhasının önlenmesi, mikroplastik kirliliğiyle mücadele, genişletilmiş üretici sorumluluğu ve yeşil aklamaya karşı alınan önlemler, bu dönüşümün temel taşlarını oluşturmaktadır. Bu süreç, tüketicilerden üreticilere, politika yapıcılardan sivil toplum kuruluşlarına kadar tüm paydaşların aktif katılımını ve işbirliğini gerektirmektedir. Başarıyla uygulandığı takdirde, AB Tekstil Stratejisi sadece Avrupa’da değil, küresel ölçekte de tekstil sektörünün sürdürülebilirlik standartlarını yükseltme potansiyeline sahiptir.

Referanslar:

  • Avrupa Komisyonu. (2022). EU Strategy for Sustainable and Circular Textiles.
  • Avrupa Çevre Ajansı (EEA). (2024). Textiles and the environment: The role of design in Europe’s circular economy.
  • Avrupa Çevre Ajansı (EEA). (2024). Management of used and waste textiles in Europe’s circular economy.
  • Statista. (2024). EU per capita household textile waste by country.
  • UniformMarket. (2025). Global Apparel Industry Statistics.
  • Business of Fashion & McKinsey. (2024). The State of Fashion Reports.

Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi için lütfen aşağıdaki formu doldurunuz

Etiketler: Last modified: 14 Mayıs 2025