Tekstil sektörü, herkesin günlük hayatına dokunuyor. Kıyafetler, mobilyalar, koruyucu ekipmanlar, medikal giysiler gibi oldukça geniş bir yelpazede tekstil ürünleri ile karşılaşıyoruz. Tekstil ürünlerine yönelik artan su ve enerji ihtiyacı, çevre üzerinde ciddi baskı oluşturuyor. 2000 ile 2015 yılları arasında tekstil üretiminin iki katına çıktığı tahmin ediliyor. 2030 yılında %63 artması beklenen tekstil üretiminin, 62 milyon tondan 102 milyon tona çıkacağı tahmin ediliyor. Büyük oranda ithal edilen tekstil ürünleri, Avrupa Birliği’nde çevre üzerinde en fazla negatif etkiye sahip dördüncü sektör. Kişi başına yıllık 11 kg olacak şekilde Avrupa Birliği’nde her yıl 5.8 milyon ton tekstil ürünü çöpe gidiyor.
Tekstil sektörüne yönelik düzenlemelere neden ihtiyaç duyuluyor?
Kıyafetlerin kısa süre kullanıldıktan sonra atılması (fast fashion), tekstil sektöründe aşırı üretim ve tüketimin ana nedenlerinden. En son modaya uygun olarak düşük kalitede ürünlerin piyasaya sürülmesi, tekstil atıklarının miktarını artırıyor. 1990 ile 2018 yılları arasında enflasyona göre tekstil ürünlerinin fiyatları %30 oranında azalsa da, hanehalklarının kalitesiz tekstil ürünlerine ödedikleri toplam ücret arttı. Ucuz tekstil ürünlerine artan talep, fosil yakıtlardan üretilen sentetik kumaşların da üretimini artırıyor.
Tekstil sektörünün lineer yapısı, tekrar kullanma & onarılma gibi imkanların kısıtlı oluşu ve dayanıklılığın ikinci plana atılması, olumsuz çevresel etkileri artırıyor. Üretim ve kullanım aşamalarında mikroplastiklerin yayılması da, insan sağlığı ve gıda güvenliği açısından ciddi riskleri beraberinde getiriyor.
AB Tekstil Stratejisi’nın ana hatları nelerdir?
Küresel ölçekte tekstil sektörünün rekabetçi yapısı, üretim maliyetlerini düşürmek için çalışanların haklarının ihlal edilmesine yol açıyor. Özellikle kadınlar ve çocukların hakları tekstil sektöründe istismar edilebiliyor. Avrupa Birliği, yeni “Tekstil Stratejisi” ile küresel tedarik zincirlerinin daha sürdürülebilir olmasına katkı sunmak istiyor.
AB Tekstil Stratejisi’nin hedefleri;
- Daha uzun ömürlü ve geri dönüştürülebilir kumaştan imal edilmiş ürünler
- İnsan sağlığı açısından tehlikeli maddelerin kullanılmaması
- Üretim safhasında insan haklarının ihlal edilmemesi
- Tüketicilerin daha dayanıklı ürünlere daha uygun fiyatlarda ulaşması
- Hızlı modanın demode olması
- Tekstilde tekrar kullanım ve tamir imkanlarının artırılması
- Üreticilerin tekstil atıkları konusunda daha fazla sorumluluk alması
- Geri dönüşüm açısından kumaşlarda yenilikçi çözümler
Zorunlu Ekodizayn Kriterleri
Renk atma süresi, yırtılmaya karşı dayanıklılık ve fermuarların kalitesi, tekstil ürünlerinin atık haline dönüşmesinde belirleyici faktörler arasında. Tekstil ürünlerinde dayanıklılığın artırılması ile bu ürünlerin ikinci el olarak tekrar kullanılabilmesi kaynak kullanımını azaltıyor. Buna ilave olarak, tekstil ürünlerinde geri dönüşümü engelleyen kimyasal materyal kompozisyonu da dikkat edilmesi gerekiyor. Küresel ölçekte tekstil atıklarının sadece yüzde biri geri dönüştürülebiliyor. Üretim safhasında ise kullanılan malzemenin %25 ile %40 arası çöpe gidiyor.
Malzeme geri dönüştürme ile ilgili yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesine ihtiyaç duyuluyor. Bununla birlikte, dizayn aşamasında döngüselliğin artırılması tekstil sektöründe atık miktarını azaltmak için öncelikli hedef olmalı. Örneğin, kumaşlarda pamuk ve sentetik ürünlerin karıştırılması geri dönüşümü zorlaştırıyor. Kumaşların fonksiyonelliğini artıran elastan kullanımı geri dönüşüm maliyetlerini çok yüksek seviyelere çıkarıyor. Farklı polyester ürünlerin karıştırılarak kullanılması termo-mekanik geri dönüşüm imkanını olumsuz etkiliyor.
Kıyafet ve ayakkabıların çevresel etkilerini azaltmaya yönelik çalışmalar tekstil sektörü temsilcilerin katılımı ile 2024 yılına kadar tamamlanması bekleniyor.
“Sürdürülebilir Ürünler için Ekodizayn Düzenlemesi” ile birlikte Avrupa Komisyonu’nun tekstil sektörüne yönelik dayanıklılık, tekrar kullanılabilirlik, geri dönüştürülebilirlik açısından ürün bazlı bağlayıcı eko-dizayn kriterleri getirmesi bekleniyor. Tekstil sektöründe sürdürülebilir üretimin teşvik edilmesi için, Avrupa Komisyonu tarafından kamu alımlarına yönelik bir takım bağlayıcı kriterler getirilecek. Bu kriterler getirilirken, orantılılık ilkesine uygun olarak maliyet analizlere özel bir önem verilecek.
Avrupa Komisyonu yapacağı değerlendirmelerde, çevresel etkisi en fazla olan ürün gruplarına öncelik vermeyi planlıyor. Komisyon tarafından yapılan ön etki değerlendirmesine göre, hanehalkları tarafından kullanılan tekstil ürünleri, halılar ve yataklar ilk etapta ele alınması gereken ürünler arasında. Nihai ürün listesinin 2022 yılı bitmeden önce yayımlanması bekleniyor. Tekstil ürünleri içerisinde bulunan kansorojen, mutajenik ve toksik maddeler, “Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzni ve Kısıtlanması (Registration, Evaluation, Authorization and Restriction of Chemicals (REACH))” yönergesi çerçevesinde Avrupa Komisyonu tarafından gözden geçirilecek. “Sürdürülebilirlik için Kimya Stratejisi” kapsamında Avrupa Komisyonu tarafından insan sağlığını tehdit eden bu tarz kimyasalların tekstil sektöründe kullanılmaması veya kullanımının sınırlandırılmasına yönelik çalışmalar yapılacak.
Tekstil sektöründe çalışanlarının iş ve sağlık koşullarının iyileştirilmesi 2021-2027 planları arasında. Ayrıca, tekstil sektöründe net-sıfır hedefini yakalamak için “Endüstriyel Emisyonlar Direktifi” ve “Tekstil Endüstrisi için En İyi Teknikler Referans Dokümanı”nda da bir takım değişikliklere gidilmesi planlanıyor.
Satılmayan Tekstil Ürünlerinin İmhasının Önlenmesi
Satılmayan tekstil ürünlerinin imhası nedeni ile çok ciddi miktarlarda kaynak israfı ortaya çıkıyor. “Sürdürülebilir Ürünler için Ekodizayn Düzenlemesi” teklifi çerçevesinde, satılmayan ürünlerin nasıl değerlendirildiği konusunda büyük şirketlere kapsamlı kamuoyu açıklamaları yapma zorunluluğu getiriliyor. Satılmayan ürün miktarı, geri dönüştürülen miktar, imha edilen miktar, atık yönetiminde kullanılan enerji & su miktarı gibi bilgilerin şeffaf bir şekilde paylaşılması sağlanarak, satılmayan tekstil ürünlerinin çevresel etkilerinin sınırlandırılması hedefleniyor. Avrupa Komisyonu’nun, imhası yasaklanan ürünlerin belirlenmesine yönelik çalışmaları devam ediyor.
Mikroplastik kirliliğinin engellenmesi
Son yıllarda doğada yaşanan mikroplastik salgını halk sağlığı üzerinde ciddi tehdit oluşturmaya başladı. Mikroplastik salgınının en önemli kaynaklarından birisi olan fosil yakıtlardan üretilen polyester, tekstil endüstrisinde kullanılan kumaşların %60’ını oluşturuyor. Tekstil ürünlerinin ilk 5-10 yıkamasında mikroplastik yayılması daha fazla. Hızlı modanın etkisi ile kalitesiz tekstil ürünlerinin piyasada daha fazla yer bulması, mikroplastik salgınının şiddetlenmesine yol açıyor. Her yıl 40.000 ton sentetik fiberin çamaşır makinelerinde doğaya yayıldığı tahmin ediliyor.
Avrupa Komisyonu tarafından getirilecek olan bağlayıcı kriterler sayesinde tekstil ürünlerinin bütün yaşam döngüsü hesaba katılarak özellikle dizayn aşamasında bazı kısıtlamaların gelmesi bekleniyor. İlave olarak, Avrupa Komisyonu tarafından mikroplastiklerin yayılmasının engellenmesine yönelik bir düzenleme üzerinde çalışılıyor.
Avrupa Komisyonu’nun üzerinde çalıştığı bir diğer konu “Tekstil Endüstrisinin Dönüşüm Yolu” çerçevesinde, online olarak satışa çıkarılan ürün miktarını azaltacak şekilde talebe göre üretimin yapılmasını sağlayacak teknolojik çözüm yollarının belirlenmesi.
Mikroplastiklerin yayılmasının engellenmesi kapsamda alınması beklenen diğer tedbirler;
- Endüstrilerde ön yıkama işlemlerinde yenilikçi çözümlerin bulunması
- Mikroplastikleri %80 oranında azaltabilecek çamaşır makinesi filtrelerinin kullanılması
- Uygun nitelikte deterjan kullanımının teşvik edilmesi
- Atık su yönetiminin iyileştirilmesi
Avrupa Komisyonu, yıkama esnasında mikroplatiklerin yayılmasının ölçülmesine yönelik yeni standartlar üzerinde çalışıyor.
Bilgi paylaşma zorunluluğu ve dijital ürün pasaportu
Tekstil ürünlerinin bütün yaşam döngüsünü dikkate alacak şekilde ürün hakkında bilgilerin ilgili paydaşlar ile paylaşılmasının sürdürülebilirliğe ciddi katkı sunması bekleniyor. Bu sayede tüketicilerin daha sürdürülebilir tekstil ürünlerine yönelmesi sağlanırken, atık yönetiminde görev alanların ise ortaya çıkan tekstil atıklarını en iyi şekilde değerlendirmesine katkı sunacaktır. “Sürdürülebilir Ürünler için Ekodizayn Düzenlemesi” teklifi kapsamında tekstil ürünleri için zorunlu bilgileri içeren dijital ürün pasaportlarının getirilmesi planlanıyor. Bu çerçevede Avrupa Komisyonu tarafından paylaşılması zorunlu bilgi kategorileri belirlenecek.
Sürdürülebilir tekstil için yeşil iddialarının doğrulanması
Tekstil sektörüne yönelik yapılan bir araştırmaya göre, kıyafet ve ayakkabılar için yapılan yeşil iddialarının %39’u yanlış veya aldatıcı. Avrupa Komisyonu tekstil ve ayakkabı sektörleri için “çevre dostu etiketlemesi” kriterlerini, müşteriler tarafından daha kolay görünür ve anlaşılır hale gelmesi için gözden geçirecek. Üzerinde durulan önemli konulardan birisi, geri dönüştürülmüş polimerlerin tekstil sektöründe kullanılması. Özellikle tekstil ürünlerinden ziyade pet şişelerden elde edilen polimerlerin kullanılması ciddi bir endişe kaynağı. Avrupa Komisyonu, “Yeşil İddialarının Doğrulanması İnisiyatifi” kapsamında önceliği tekstil ürünlerinden elde edilen geri dönüştürülmüş malzemelere verecek şekilde ürün bazında bağlayıcı çevre dostu etiketleme kriterleri belirleyecek.
Yeniden kullanma ve geri dönüştürmede üreticilerin sorumluluğunun artırılması
Her yıl dünya genelinde tekstil ürünlerinin yaklaşık %38’ini oluşturan 2.1 milyon ton tekstil atığı toplanıyor. Geri kalan %62’lik kısmı ise tekrar kullanılamayacak şekilde farklı atık süreçleri geçiriyor. Atık haline gelen ürünlere yönelik üreticilerin sorumluluğunun artırılmasının, dizayn aşamasında döngüselliğin artırılmasına fayda sağlayacağı değerlendiriliyor. Pek çok Avrupa ülkesinde, 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren AB atık yasaları kapsamında üreticilere tekstil atıklarının tekrar geri toplanmasına yönelik bir takım yeni yükümlülüklerin getirilmesi planlanıyor. 2023 yılında “Atık Çerçeve Direktifi”nde yapılacak değişiklikler ile, tekstil atıklarının toplanarak döngüsel ekonomi mantığı içerisinde yeniden değerlendirilmesini sağlayacak şekilde bir takım değişiklikler yapılacak. Bu çerçevede evlerdeki tekstil atıklarının yeniden toplanarak geri kullanılması suretiyle ekonomiye tekrar kazandırılması amaçlanıyor.
Sonuç ve Tavsiyeler
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB)’nin “Avrupa Birliği (AB) Hazırgiyim ve Tekstil Pazarında Türkiye’nin Yeri” raporuna göre Türkiye, 2021 yılında tekstil ihracatının %60’nı Avrupa Birliği’ne gerçekleştirdi. Avrupa Birliği’nin en büyük üçüncü ithalatçısı olan Türkiye’nin tekstil sektöründe AB’ye ihracatının cirosu 100 milyon €’ya ulaştı.
Henüz tekstil ile ilgili düzenlemeler Avrupa Birliği’nde hayata geçmemiş olsa da, Türkiye’deki tekstil üreticilerinin Avrupa’da değişen tüketici davranışlarını da dikkate alarak Avrupa Komisyonu tarafından getirilen düzenleme tekliflerine göre gerekli uyum tedbirlerini alması gerekiyor.
Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi için lütfen aşağıdaki formu doldurunuz