Avrupa Komisyonu 2021 tarihinde, ‘İklime Dayanıklı Bir Avrupa Oluşturmak – İklim Değişikliğine Uyum Üzerine Yeni AB Stratejisi (Communication ‘Forging a climate-resilient Europe – the new EU Strategy on Adaptation to Climate Change)’ Tebliği’ni kabul etti. Strateji, AB’nin 2050 yılına kadar iklim değişikliğinin kaçınılmaz etkilerine tamamen uyum sağlayan, iklime dayanıklı bir toplum haline gelmesi için uzun vadeli bir vizyon ortaya koymakta. Bu strateji, Paris Anlaşması ve Avrupa İklim Kanunu (European Climate Law) doğrultusunda, AB’nin ve dünyanın uyum kapasitesini güçlendirmeyi ve iklim değişikliğinin etkilerine karşı kırılganlığı en aza indirmeyi amaçlıyor.

Avrupa İklim Kanunu, 2050 yılına kadar iklim nötr hedefine ulaşmak için çerçeve oluşturmakta ve net sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar 1990 seviyelerine kıyasla en az %55 oranında azaltma hedefini benimsiyor. Bu Kanun, adaptasyonu iklim değişikliğine karşı uzun vadeli küresel çözümün kilit bir bileşeni olarak kabul ederek, Birliğin ve AB ülkelerinin uyum kapasitesini artırmayı ve iklim değişikliğine karşı kırılganlığı azaltmalarını amaçlıyor. Aynı zamanda ulusal stratejilerin uygulanması yükümlülüğünü getiriyor. 

Türkiye’de iklim değişikliği kapsamında mevzuat açısından durum 

T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye İklim Değişikliği Strateji Belgesi ve Stratejik Plan (2022-2023) hedefleri arasında, Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı’nın hazırlanması, ilgili kurumlarda iklim değişikliğine ilişkin yapılanmaları başlatmak, emisyon envanterinin daha sağlıklı olarak hazırlanması için gerekli altyapıyı kurmak gibi genel hedefleri kapsamakta, bunun yanında sanayi, enerji, ulaşım ve atık gibi sektörlerde kısa ve uzun vadeli bazı hedeflerden de bahsetmektedir.

Örneğin, Stratejik Plan (2022-2023), çevre kirliliğinin önlenmesi ve kirliliğin ortadan kaldırılarak çevre kalitesinin iyileştirilmesi için, Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrol kapsamında yönetilen tesis sayısının 130 dan 220’ye çıkarılması ve bu tesislerin yılda 4 defa izlenmesi ve yılda 2 defa raporlanması hedefini koymaktadır. Aynı şekilde, Çevre Etiket Sistemi kapsamında belirlenen ürün ve hizmet grubu sayısının 9’dan 12’ye çıkarılması isteniyor. 

Neredeyse Sıfır Enerjili Binalara (NSEB) ilişkin mevzuat düzenlemesi yapılması ve uygulamaya geçilmesi de hedefler arasında yer almaktadır. Buna yönelik olarak, Şubat 2022 tarihinde Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği RG 27075’de yapılan değişiklikle, NSEB niteliğindeki binaların Enerji Kimlik Belgesindeki enerji performans sınıfının B veya daha iyi olması ve aynı zamanda binaların birincil enerji ihtiyacının en az %5’i (1 Ocak 2023 tarihi itibariyle)  ve 1 Ocak 2025 tarihinden sonra %10’u oranında yenilenebilir enerji kullanımına sahip olması zorunluluğu getirilmiştir. Bunun yanında, toplam yapı inşaat alanı 1 Ocak 2023 tarihi itibariyle 5000 m2 ve 2025 tarihinden itibaren 2000m2 üzeri olan binaların NSEB olarak inşa edilmesi zorunludur. 

Türkiye’nin taraf olduğu anlaşmalar gereği aşağıda yer alan uluslararası yükümlülükleri de bulunmaktadır:

  • Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) kapsamında Ek 1’de yer alması nedeniyle, 4 yılda bir İklim Değişikliği Ulusal Bildirimlerini BMİDÇS Sekretaryasına sunmakla ve
  • Montreal Protokolü (Madde 7) gereği her yıl UNEP Ozon Sekretaryası’na bir önceki yılın Ozon Tabakasını İnceltici Maddelerin ve HFC’lerin kullanım, üretim, bertaraf, ithalat ve ihracatına ait ülke verilerini raporlamakla yükümlüdür.

Ayrıca, iklim değişikliği ile igili mevcut mevzuat arasında:

  • Ozon Tabakasını İncelten Maddelere İlişkin Yönetmelik RG 30031,
  • Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik RG 29003 ve
  • Florlu Sera Gazlarına İlişkin Yönetmelik RG 31881

bulunur.

Sonuç ve Tavsiyeler

Küresel bağlamda, iklim değişikliği ile ilgili duyarlılık seviyesinin her geçen gün artmasıyla birlikte, ulusal ve uluslararası yükümlülüklerin artacağı açıktır. Türkiye İklim Kanunu ve ilgili yönetmeliklerin de yürürlüğe girmesiyle, karar alma mekanizmalarınca özellikle sanayi, ulaşım ve enerji sektörü ile enerji yoğun tesislerin ve kirlilik yaratan firmaların, getirilecek yeni düzenlemelerden doğrudan etkilenmesi beklenmektedir. Bu nedenle, ülkemizdeki mevcut yasal düzenlemelerin izlenmesi yanında, özellikte Avrupa Birliği’nde gelecekte beklenebilecek değişikliklerin ve yasal mevzuatın da yakından takip edilmesi önemlidir.

Etiketler: , , , Last modified: 12 Mayıs 2023