2024 Sürdürülebilirlik Almanağında Yerinizi Alın!

AB Kurumsal Sürdürülebilirlik ve Özen Yükümlülüğü Direktifi (CSDDD): Kapsamlı Rehber ve Türkiye Şirketleri İçin Yol Haritası

Yazar 4:30 pm ESG, Sürdürülebilirlik

Son güncelleme: 19 Şubat 2025

Avrupa Birliği (AB), Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi (CSDDD) ile şirketlerin insan hakları ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerini azaltma konusunda yeni bir dönemi başlatıyor. Bu direktif, sadece AB içindeki şirketleri değil, AB pazarıyla iş yapan tüm küresel şirketleri, dolayısıyla Türk şirketlerini de derinden etkileyecek. Bu yazımızda, CSDDD’nin ne anlama geldiğini, kapsamını, Türkiye’deki şirketler için önemini ve uyum sürecinde dikkat edilmesi gerekenleri detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

CSDDD’nin AB Yasal Mevzuatı İçindeki Yeri ve Diğer Düzenlemeler ile Etkileşimi

CSDDD, Avrupa Birliği’nin Paris Anlaşması taahhütleri ve Yeşil Mutabakat çerçevesinde ortaya çıkan ilk iklim nötr kıta olma hedefi kapsamında tasarlanan düzenlemeler sisteminin bir parçasıdır. Dolayısıyla CSDDD’yi incelerken diğer düzenlemeler ile etkileşimini ve tamamlayıcı etkisini de iyi anlayıp uyumluluk faaliyetlerini bu bağlamda sürdürmek faydalı olacaktır.

GRI (Global Reporting Initiative) gibi uluslararası raporlama standartları alanında öncü bir kurumun tanımına göre, bir başka düzenleme olan Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) ve CSDDD her ne kadar birbirlerini tamamlayan düzenlemeler olsalar da şirketlere farklı yükümlülükler getiriyor. CSRD, şirketlerin sürdürülebilirlik standartlarına uygun şekilde faaliyetlerini raporlamalarını ve performanslarını açıklamalarını gerektirirken (obligation to tell), CSDDD ise şirketleri mevcut ve potansiyel olumsuz etkileri tanımlamaya, sınıflandırmaya, durdurmaya, azaltmaya ve sona erdirmeye (obligation to act) yönlendirir. Bu bakımdan, bu iki düzenleme birbirini tamamlayıcı olarak ele alınmalıdır. Şirketler, CSRD uyumluluğu çerçevesinde yaptıklarını ve yapmadıklarını raporlarken, CSDDD uyumluluğu çerçevesinde somut eylemlerle bu etkileri yönetmeye ve azaltmaya çalışmalıdırlar.

AB ülkelerinindeki kurumsal sürdürülebilirlik ile ilgili yasal düzenlemeler.
Şekil-1 AB’de Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Düzenlemeleri

CSDDD Nedir? Amacı ve Kapsamı

CSDDD, şirketlere kendi operasyonlarında ve değer zincirlerinde insan hakları ihlalleri ve çevresel zararları önleme, azaltma, durdurma ve giderme yükümlülüğü getiren bir AB direktifidir. Temel amacı, şirketlerin sürdürülebilirlik konusunda daha sorumlu ve şeffaf olmalarını sağlamaktır.

Direktifin Kapsadığı Alanlar:

  • İnsan Hakları: Zorla çalıştırma, çocuk işçiliği, ayrımcılık, örgütlenme özgürlüğünün ihlali, güvenli ve sağlıklı çalışma koşullarının sağlanmaması gibi temel insan hakları ihlalleri.
  • Çevre: İklim değişikliği, biyoçeşitlilik kaybı, kirlilik, doğal kaynakların aşırı tüketimi gibi çevresel zararlar.

Kimleri Etkiliyor?

CSDDD, büyüklüklerine ve sektörlerine göre kademeli olarak aşağıdaki şirket kategorilerini etkileyecek:

  • Grup 1 (Hemen Yürürlüğe Girecek): 500’den fazla çalışanı ve 150 milyon Euro’dan fazla cirosu olan AB şirketleri ve AB dışı şirketlerin AB’deki şubeleri.
  • Grup 2 (Daha Sonra Yürürlüğe Girecek): 250’den fazla çalışanı ve 40 milyon Euro’dan fazla cirosu olan ve yüksek riskli sektörlerde (tekstil, tarım, madencilik vb.) faaliyet gösteren AB şirketleri ve AB dışı şirketlerin AB’deki şubeleri.
  • Değer Zinciri: Direktif, sadece şirketlerin kendi operasyonlarını değil, tedarik zincirlerini de kapsıyor. Yani, şirketler ham madde tedarikçilerinden nihai tüketiciye kadar tüm değer zincirindeki olası olumsuz etkilerden sorumlu olacak.

Aşağıdaki infografikte CSDDD kapsamında Grup 2 dahilinde olan yüksek riskli sektörler gösterilmiştir.

CSDDD grup 2 de yer alan yüksek riskli sektörler

Eğer AB bölgesi dışında, örneğin Türkiye’de kurulu bir şirket söz konusu ise; AB içinde aktif faaliyet gösteren ve yukarıda zikredilen ciro eşiklerine AB içindeki gelirleriyle ulaşan şirketler de, bu eşiklere tabi olacak şekilde Direktif ile getirilen yükümlülüklere tabi olacak. 

KOBİ’lerin doğrudan Direktif kapsamına alınmadığının altını çizmek gerekir. Ayrıca, raporlama yükümlülükleri belirlenirken bir şirketin ‘değer zinciri’nin tümüyle mercek altına alınmasının; CSDDD’nin kapsam konusunda getireceği en önemli yeniliklerden biri olduğunu da vurgulamak gerekiyor. Buna göre yukarıdaki gruplardan birinde olduğu için doğrudan kapsama giren şirketlerin kendi operasyonlarının yanı sıra; onların alt iştiraklerinin ve doğrudan ya da dolaylı olarak iş ilişkisi içerisinde oldukları, yani değer zincirlerindeki tüm işletmelerin faaliyetlerinin de bu direktifin kapsamına girebileceği unutulmamalıdır. 

Aşağıdaki infografikte CSDD kapsamında şirketler için değer ve tedarik zinciri aşamaları gösterilmektedir.

CSDDD kapsamında değer ve tedarik zinciri aşamaları

Türkiye’deki Şirketler İçin CSDDD’nin Önemi Nedir?

Türkiye, AB ile yakın ticari ilişkilere sahip bir ülke konumundadır. Türk şirketlerinin önemli bir kısmı, AB pazarına ihracat yapmakta veya AB merkezli şirketlerin tedarik zincirlerinde yer almaktadır. Bu nedenle, CSDDD Türk şirketleri için kaçınılmaz bir gerçekliktir.

CSDDD’ye Uyum Neden Önemlidir?

CSDDD’ye uyum sağlayamayan kuruluşlar hem pazar erişimi hem de itibar açısından ciddi risklerle karşı karşıya kalabilir. Aşağıda CSDDD’ye uyumun şirketler için neden kritik olduğunu ayrıntılı bir şekilde açıklamaktadır:

  • Pazar Erişimi: CSDDD’ye uyum sağlamayan şirketler, AB pazarına erişimlerini kaybedebilirler. AB’li müşteriler ve yatırımcılar, sürdürülebilirlik standartlarına uyan şirketleri tercih edecektir.
  • Yasal Yükümlülükler: Direktif, AB üye ülkeleri tarafından ulusal yasalara dönüştürülecek ve uyumsuzluk durumunda ciddi yaptırımlar (para cezaları, faaliyetlerin durdurulması vb.) uygulanabilecektir.
  • İtibar Riski: İnsan hakları ve çevre konusunda olumsuz uygulamaları tespit edilen şirketlerin itibarı zedelenecek, marka değeri düşecek ve müşteri güveni azalacaktır.
  • Rekabet Avantajı: CSDDD’ye uyum sağlayan ve sürdürülebilirlik konusunda öncü olan şirketler, rekabet avantajı elde edecek, yeni yatırımcılar çekecek ve daha sürdürülebilir bir iş modeli oluşturacaktır. KPMG – CSDDD’nin Şirketler Üzerindeki Etkileri Raporu‘na göre, CSDDD uyumlu şirketler %30’a varan oranda daha fazla yatırım çekme potansiyeline sahiptir.

CSDDD direktifinin Türkiye’deki şirketleri etkileyecek uyum süreci için önemli tarihler ve yürürlüğe girme takvimi aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.

AşamaTarihAçıklama
Direktif Teklifinin Yayınlanması23 Şubat 2022Avrupa Komisyonu tarafından CSDDD direktif teklifi yayınlandı.
Avrupa Parlamentosu Oylaması1 Haziran 2023Avrupa Parlamentosu direktif teklifini onayladı.
Konsey Onayı30 Kasım 2023Avrupa Birliği Konseyi direktifi resmen onayladı.
Yürürlüğe Giriş20 Gün SonraResmi Gazete’de yayınlanmasından 20 gün sonra yürürlüğe girdi.
Üye Ülkelerin Ulusal Yasaya Dönüştürme Süresi2 YılÜye ülkelerin direktifi ulusal yasalara dönüştürmesi için 2 yıl süre tanındı.
Uygulama Başlangıcı (Grup 1 Şirketler)2026/2027 (Tahmini)İlk etapta büyük şirketler (500+ çalışan, 150M€+ ciro) için uygulanmaya başlanması (tahmini).
Uygulama Başlangıcı (Grup 2 Şirketler)Daha SonraDiğer şirket kategorileri için uygulama tarihleri daha sonra belirlenecek.

Yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi, CSDDD direktifi kademeli olarak yürürlüğe girecek ve önümüzdeki yıllarda şirketler için uyum süreci önemli bir gündem maddesi olmaya devam edecek.

CSDDD’ye Uyulmaması Halinde Uygulanabilecek Cezalar

AB yasa yapıcıları arasındaki bu nihai anlaşma, iklim değişikliğini durdurmaya yönelik her türlü tedbiri sıkılaştırmayı hedefliyor. Bu nedenle, kapsam altındaki şirketlerin faaliyetlerinin olası olumsuz etkilerinden zarar görenlere ilişkin etkin hukuki başvuru yolları getirilmesi konusunda uzlaşıya varıldı. Öyle ki, şirketlerin faaliyetlerinden olumsuz etkilenenler, zararın oluşmasından itibaren 5 yıl boyunca zararın giderilmesine ilişkin taleplerini öne sürebilecekler. Cezaların ödenmemesi halinde ise net küresel cironun %5’ine kadar parasal yaptırımların uygulanması konusunda da anlaşıldığı duyuruldu. En son olarak ise zararın önlenemediği ve durdurulamadığı hallerde şirketlerin zarara sebebiyet veren tedarik zincirindeki iş partneri ile tüm iş ilişkisini kesmesi gerekmekte. 

Türkiye’deki Şirketler Ne Yapmalı? CSDDD Uyum Süreci Yol Haritası

Türkiye’deki şirketler de rekabet güçlerini korumak ve gelecekteki düzenlemelere hazırlıklı olmak adına CSDDD’ye uyum sağlamak için kapsamlı bir yol haritasına ihtiyaç duyuyor. Türkiye’deki işletmelerin CSDDD uyumluluğunu hayata geçirebilmeleri için:

  • Bilgi Edinme ve Farkındalık Yaratma: CSDDD direktifini ve Türkiye’deki şirketler için anlamını detaylı bir şekilde öğrenin. Şirket içinde farkındalık yaratmak için eğitimler ve bilgilendirme toplantıları düzenleyin. Konu ile ilgili olarak birey ve şirketlere sunduğumuz sürdürülebilirlik eğitimi sayfamıza göz atabilirsiniz.
  • Etki Değerlendirmesi: Şirketinizin operasyonlarının ve değer zincirinin insan hakları ve çevre üzerindeki potansiyel olumsuz etkilerini kapsamlı bir şekilde değerlendirin. Riskli alanları ve sektörleri belirleyin.
  • Politika ve Süreçleri Güncelleme: Etki değerlendirmesi sonuçlarına göre, mevcut sürdürülebilirlik politikalarınızı ve süreçlerinizi CSDDD gerekliliklerine uygun hale getirin. Durum tespiti, risk yönetimi, önleme ve giderme mekanizmaları oluşturun.
  • Raporlama Mekanizmalarını Kurma: CSDDD gerekliliklerine uygun sürdürülebilirlik raporlaması yapmak için gerekli veri toplama, analiz ve raporlama sistemlerini kurun. Şeffaflık ve hesap verebilirliği sağlayacak mekanizmalar oluşturun.
  • Sürekli İyileştirme ve İzleme: Uyum sürecini sürekli olarak izleyin, performansınızı değerlendirin ve iyileştirme alanlarını belirleyin. CSDDD ve ilgili mevzuat güncellemelerini takip edin.
  • Değer Zinciri İşbirliği: Tedarikçilerinizle ve iş ortaklarınızla CSDDD konusunda işbirliği yapın. Onların da sürdürülebilirlik standartlarına uymalarını sağlayacak mekanizmalar geliştirin. OECD – Sorumlu İşletme Davranışı Rehberi‘ne göre, değer zinciri işbirliği CSDDD uyum sürecinde kritik öneme sahiptir.

Yeşil Büyüme’nin CSDDD Uyum Sürecinde Desteği

CSDDD’ye uyum sürecinde profesyonel destek arayan şirketler için Yeşil Büyüme, kapsamlı ve ihtiyaçlara özel çözümler sunuyor. Uzman danışman ekibimiz, Türkiye’deki işletmelerin sürdürülebilirlik stratejilerini güçlendirmeye ve AB standartlarına uygun hale getirmeye odaklanıyor. Bu sayede şirketler, rekabetçi konumlarını koruyabilir, itibarlarını artırabilir ve uzun vadeli büyüme hedeflerine sürdürülebilir bir şekilde ulaşabilir. Uzman danışmanlarımızla aşağıdaki başlıklar kapsamında şirketlere özel çözümler sunuyoruz:

  • CSDDD Farkındalık Eğitimleri
  • Etki Değerlendirmesi ve Risk Analizi
  • Politika ve Süreç Geliştirme Danışmanlığı
  • Değer Zinciri Sürdürülebilirlik Programları
  • Sürdürülebilirlik Raporlama Danışmanlığı
  • Uyum Süreci İzleme ve Değerlendirme

Sonuç

Nihayet Türkiye tarafında bizi bekleyen resme baktığımızda, en büyük ticari ortağımız olan AB’nin Yeşil Mutabakat ve çeşitli alt düzenlemeleriyle, ticari ortağı olarak bizi nereye doğru yönlendirdiğini iyi tespit etmek gerekmekte olduğunu görüyoruz. Çok yakında kapsam dahilindeki her ihracatçımızın, CBAM’ın uygulanmaya başlanmasıyla birlikte; ticari olarak dezavantajlı konuma düşmemek için karbon emisyon seviyelerini yetkili kuruluşlara tespit ettirdikten sonra  bunları azaltmak için tedbirler alması gerekecek. Yürürlükte olan ve kapsamı günden güne genişletilen ETS de kapsamının genişlemesiyle ülkemizde daha çok uygulama alanı buluyor olacak ve bu uygulama neticesinde de işletmelerimizin emisyon miktarlarını her daim gözlemliyor ve rapor ediyor olması gerekecek. Nihayet, yukarıda da açıklandığı üzere; Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi incelendiğinde,   işletmelerin çevreye ve insan haklarına olası ve mevcut olumsuz etkilerini raporlayıp bunları azaltması ve ortadan kaldırması koşullarını getirmesinden dolayı, bahse konu direktifin CBAM ve ETS gibi kardeş düzenlemelerle tam bir bütünlük içinde olduğu görülüyor.

Öneri

İşte bu bütünlük ve büyük resim içerisinde görülüyor ki; AB ülkeleriyle ticaret yapan işletmelerimiz için çeşitli yasal düzenlemeler yakında dört bir yandan etrafımızı sarmış olacak. Bu tarihler geldiğinde işletmelerin uymakla yükümlü olduğu birden fazla AB düzenlemesi olacak ve aslında tüm bunların getirdiği yükümlülükler birbirleriyle sıkı sıkıya bağlantılı durumda. Dolayısıyla, özellikle ihracat ile uğraşan işletmelerimizin CSDDD ve diğer düzenlemeler ışığında vakit kaybetmeden;

  1. Kapsamlı ESG politikalarını hazırlamak üzerine çalışmalara başlamaları, 
  2. Üretim, tedarik ve günlük operasyonları sırasında çevreye verdikleri mevcut ve potansiyel zararı tespit etmeleri ve bunları azaltıcı ve ortadan kaldırıcı tedbirler almaları,
  3. Başta karbon emisyonu olmak üzere; faaliyetleri sırasında ortaya çıkan emisyonları ölçmeleri, bu ölçümleri periyodik olarak takip ederek emisyon azaltıcı stratejiler geliştirmeleri hayati önem taşımaktadır. 

KAYNAKLAR:

  • https://ec.europa.eu/commission/presscorner/detail/en/ip_22_1145
  • https://commission.europa.eu/business-economy-euro/doing-business-eu/corporate-sustainability-due-diligence_en 
  • https://www.lexology.com/library/detail.aspx?g=876cdcba-ffb2-467a-ab5d-bd8dffef4017 
  • Pietrancosta, A., & Marraud des Grottes, A. (2022). ESG trends – what the boards of all companies should know about ESG regulatory trends in Europe. SSRN Electronic Journal. https://doi.org/10.2139/ssrn.4206521, 
  • https://www.consilium.europa.eu/en/press/press-releases/2022/12/01/council-adopts-position-on-due-diligence-rules-for-large-companies/ 
  • https://kpmg.com/us/en/frv/reference-library/2024/global-implications-of-due-diligence-acts.html
  • https://kpmg.com/kpmg-us/content/dam/kpmg/frv/pdf/2024/hot-topic-esg-supply-chain-2.pdf

Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi için lütfen aşağıdaki formu doldurunuz

Etiketler: , , , , , , , , Last modified: 19 Şubat 2025