Dünya genelinde hükümetler, ekolojik bozulmaları azaltmak için yeşil endüstriyel politikalara daha fazla önem vermeye başladı. Ancak, Avrupa Birliği’nin borçlanmaya getirdiği sınırlamalar, üye ülkelerin yeşil kamu altyapısı, endüstriyel yatırımlar, ulaşımda elektrifikasyon, toplu taşıma ve hanehalklarının yenilenebilir enerjiye geçişi gibi projeleri destekleme kapasitelerini olumsuz etkiliyor. Bu durum, AB’nin iklim değişikliği ile mücadele kapsamında hızlı harekete geçmesini engelleyebilir. Bu yazıda, New Economics Foundation tarafından hazırlanan “Yeşil Endüstriyel Plan Ekonomik Değişimi ve İklim Eylemlerini Nasıl Hızlandırabilir?” raporu ışığında endüstriyel dönüşümün sağlıklı bir şekilde finanse edilmesi için yapılması gerekenleri ele alacağız.

Enflasyon Azaltım Yasası ve Yeşil Mutabakat Endüstriyel Planı Arasında Yaklaşım Farkları

ABD tarafından yürürlüğe sokulan “Enflasyon Azaltım Yasası”na (indirme linki) bir tepki olarak, Avrupa Birliği tarafından hazırlanan “Yeşil Mutabakat Endüstri Planı” ile yeşil üretim için yerlilik hedefleri, devlet yardımları ile ilgili kuralların gevşetilmesi, yeteneklerin geliştirilmesi ve Avrupa Egemenlik Fonu’nun bu hedefler doğrultusunda kullanılması amaçlanıyor.

Enflasyon Azaltım Yasası’nda, ABD’ye yatırım yapan şirketlerin finansal olarak desteklenmesi ve bu şirketler için uygun sosyal koşulların sağlanması ile ilgili düzenlemeler getirilirken, Avrupa Birliği “Yeşil Mutabakat Endüstriyel Planı” ile üye ülkelerin borçlarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH)’ya oranının düşük tutulması isteniyor. Başka bir deyişle, GSYH’ya göre borç oranı yüksek olan AB üyesi ülkeler, “Yeşil Anlaşma Endüstriye Planı” çerçevesinde sunulan desteklerden yeterince faydalanamayacak.

Avrupa Birliği Üyesi Ülkelerine Yönelik Finansal Tavsiyeler

İngiltere merkezli New Economics Foundation tarafından yapılan analize göre sadece İrlanda, İsveç, Litvanya ve Danimarka GSYH’nın %10’undan az borçlanma oranı ile gerekli finansal kriterleri karşılıyor. Yapılan analize göre, AB ülkelerinin büyük çoğunluğunun mevcut finansal kriterlere göre iklim değişikliği ile mücadele adına gerekli finansal yatırımları istenen oranlarda gerçekleştirmesi mümkün gözükmüyor. Bu durumun önüne geçmek için New Economics Foundation şu tavsiyelerde bulunuyor:

  • Yeşil harcamaların artırılması için tüm AB üyesi ülkeler için mali kurallar değiştirilmeli. Yeni mali kurallar ile sosyal olarak adil geçiş için gelecekte yapılacak yatırımlar kolaylaştırılmalı. 
  • KOVİD-19 pandemisi süresince yapıldığı gibi parasal mali koordinasyon ile sürdürülebilir projeler için borçlanma maliyetleri düşürülmeli. Vergi reformları ile ödeme gücü fazla olanlardan daha fazla vergi alınması ve çevresel kirliliğe yol açanlara yönelik yaptırımlar sayesinde elde edilen gelirlerle yeşil dönüşümün finansmanı kolaylaştırılmalı. 
  • Enerji yoğun olarak üretilen SUV araçlar gibi ürünlere yönelik teşvikler azaltılırken, enerji verimliliğini artıran ve daha az materyal kullanımını sağlayan ürünlere yönelik kamu destekleri artırılmalı.
  • Şirketlerin verilecek desteklerden yararlanması ile ilgili değerlendirmeler, sera gazı azaltımı, enerji ve materyal verimliliği, toplu sözleşme hakkına gösterilen saygı, işe yeni alanların desteklenmesi gibi konularda gösterecekleri performansa göre yapılmalı
  • Hükümetler, kamu yararı için destekleyecekleri şirketlerden hisse elde etmeli. Bu sayede şirketlerin elde ettikleri kârların toplum için sosyal fayda sağlamak için kullanılması mümkün olur. 
  • Üye ülkelerin, mevcut teknolojik kapasitelerini artıracak uygun endüstriyel dönüşüm planlarını hazırlamaları sağlanmalı. Bu sayede üye ülkeler, rekabetçi temiz teknolojiler üretme konusunda daha sağlıklı stratejik değerlendirmeler yapabilir. 

Sonuç

İklim değişikliği ile mücadele bağlamında yeşil endüstriyel politikaların büyük öneme sahip olduğu bir dönemde, doğru politikaların tasarlanması hem yeşil ekonomiye geçişi hızlandırabilir hem de toplumsal refahın artmasına katkı sağlayabilir. Mevcut durumda, Avrupa Birliği tarafından uygulanan finansal kurallar sadece belirli ülkelerin finansal desteklerden yararlanmasına olanak tanıyor. Bu nedenle, Avrupa Birliği’nin söz konusu kuralları yeniden değerlendirmesi gerekebilir.

Özellikle, borçlanma ve GSYH arasındaki ilişkiye dayalı kısıtlamalar, Avrupa Birliği’nde iklim değişikliği ile mücadelede zayıf noktalara yol açabilir. İklim değişikliğinin etkilerinin daha belirgin hale gelmesiyle birlikte, sosyal ve çevresel değer yaratan şirketlerin desteklenmesi toplumsal desteği artırıyor. Yeşil endüstri politikaları kapsamında, şirketlere sağlanacak finansal desteklerin tüm toplum için değer yaratmaya bağlanması ve şirketlerin üretecekleri gelirlerden geniş toplum kesimlerinin faydalanması adına kamu kurumlarının bu şirketlerde hissedar olması faydalı olacaktır.

Etiketler: , , , , , , , , , , , , Last modified: 12 Mayıs 2023