Paris İklim Anlaşması sonrasında, dünyada gerçekleşen emisyonun yaklaşık %91’inden sorumlu olan 140’tan fazla ülke net-sıfır noktasına erişeceği taahhüdünde bulundu. Tıpkı sanayi devrimi gibi yeni bir ekonomik modele geçişin habercisi olan bu durum, aynı zamanda sera gazı emisyonlarını azaltacak olan net-sıfır teknolojileri alanındaki rekabeti de kızıştırdı. Bu çerçevede öne çıkan teknolojileri şöyle sıralayabiliriz;

  • Yenilenebilir enerji
  • Yenilenebilir yakıtlar
  • Biyolojik tabanlı olmayan teknolojiler
  • Elektrik ve ısı depolama teknolojileri
  • Isı pompaları
  • Şebeke teknolojileri
  • Elektrolizör ve yakıt hücreleri
  • Enerji verimliliği ile ilgili teknolojiler

Bu yarışta geri kalmak istemeyen Avrupa Birliği, “Net-Sıfır Endüstri Yasası” teklifi ile kendi topraklarında net-sıfır teknolojilerin üretimini artırmak istiyor. Bu yazımızda, Türkiye’nin net-sıfır hedefi doğrultusunda endüstriyel gelişimini sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmesi için önemli detaylar içeren ve Avrupa Komisyonu tarafından yeni sunulan “Net-Sıfır Endüstri Yasası”nı tüm yönleriyle ele alacağız. 

Net-Sıfır Endüstri Yasası’na neden ihtiyaç duyuldu?

Net-sıfır ekonomik model çerçevesinde iklim nötr bir enerji modeline geçiş yönündeki çabalar, net-sıfır teknolojilerinin gelişmesine ve bu kapsama giren iş imkânlarının artmasına yol açıyor. 2030 yılına kadar temiz teknolojilerle ilgili üretim kapasitesinin üç kat artarak yıllık 600 milyar € seviyesine ulaşması bekleniyor. 

Avrupa Birliği’nin yanısıra ABD, Çin, Japonya, Hindistan ve Kanada gibi ülkeler, ortaya çıkan bu fırsatları değerlendirmek için adımlar atmaya devam ediyor. Geleceğin enerji sistemlerinin dayanıklılığı ve performansı, büyük ölçüde ülkelerin rüzgar türbinleri, elektrolizörler, bataryalar, güneş panelleri, ısı pompası ve diğer temiz teknolojilerin üretiminde kat edecekleri mesafeye bağlı olacak. Kesintisiz bir şekilde enerji arzının sağlanması ise sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın olmazsa olmazları arasında yer alıyor. 

Göstergeler, net-sıfıra geçişin hızlanması beklenen 2050 yılına kadarki süreçte, temiz teknolojilerin üretiminde büyük bir artış yaşanacağını gösteriyor. 2050 yılına kadar elektrikli araç üretimin 15 kat artması beklenirken, yenilenebilir enerji kapasitesinin ise aynı süreçte yaklaşık 4 kat artacağı tahmin ediliyor. Yine aynı şekilde, ısı pompası kullanımının da 6 kat artacağı ve karbon yakalama ve depolama imkânına sahip doğal-gaz tabanlı hidrojen üretiminin ise 450 Mt’a ulaşacağı öngörülüyor. 

Avrupa Birliği temiz teknolojilerin birçok alanında Çin başta olmak üzere diğer ülkelerden yapılan ithalata bağımlı durumda bulunuyor. Yukarıda bahsedilen hedeflere ulaşılabilmesi için 2030 yılına kadar yaklaşık 1.2 trilyon dolar yatırımın yapılması gerekir. Bu teknolojilerin büyük bir bölümünde Çin’in %90’lara varan oranlarda üstünlüğü var. Avrupa Birliği elektrikli araç ithalatının dörtte birini, güneş paneli modüllerinin ise tamamına yakınını Çin’den ithal ediyor. Rüzgar türbinleri ve ısı pompaları alanında da Avrupa Birliği aleyhine gelişen bir rekabet ortamı mevcut. 

Temiz teknolojilerin geliştirilmesi, ekonomik düzlemde devam eden jeostratejik rekabet yarışının da merkezine gelmiş durumda. ABD’nin Ağustos 2022’de kabul ettiği Enflasyon Azaltım Yasası ile taahhüt edilen 360 milyar dolar finansal kaynak ve Japonya’nın bu konuda ayırdığı 160 milyon € kaynak, bu yarışın ulaştığı boyutu göstermesi açısından çarpıcı. 

Net-sıfır teknolojiler olarak adlandırılan alanlarda üretimin %40’ının 2030 yılına kadar Avrupa topraklarında gerçekleşmesi hedefi, Net-Sıfır Endüstri Yasası ile belirlenen hedefler arasında en dikkat çekeni olarak göze çarpıyor. Bu oran sadece nihai ürün için geçerli bir hedef değil. Avrupa Birliği, Güneş paneli üretiminde kullanılan “ignot” ve “wafer” gibi alt bileşenlerde de yerlilik oranını artırmayı hedefliyor. ABD’nin “Enflasyon Azaltım Yasası” ile temiz teknolojiler konusunda kendi üreticilerini desteklemesi, Avrupa Birliği politika yapıcılarını yatırımların ABD’ye kaçması konusunda endişeye sevk etti. Avrupa Birliği, Net-Sıfır Endüstri Yasası ile işte bu riskin önüne geçmek istiyor. 

Net-Sıfır Endüstri Yasası’nın temel amacı nedir?

Avrupa Komisyonu tarafından Şubat 2023’te sunulan “Yeşil Mutabakat Endüstri Planı”na göre; aşağıda belirtilen dört alanda net-sıfır teknolojiler konusunda rekabet gücünün artırılması için gerekli düzenlemelerin yapılmasına karar verildi;

  • Tahmin edilebilir ve basitleştirilmiş düzenleyici çevre,
  • Finansal kaynaklara daha hızlı erişim,
  • Yeteneklerin artırılması,
  • Dayanıklı tedarik zinciri için açık ticaret.

Net-Sıfır Endüstri Yasası, bu planın bir parçası olarak Avrupa Birliği’nin iklim hedeflerine ulaşabilmesi ve endüstrilerin karbondan arındırılması için gerekli olan teknolojilerin geliştirilmesine yönelik basitleştirilmiş bir düzenleyici çerçeve sunmayı ve finansal kaynaklara erişimin kolaylaştırılmasını hedefliyor. 

Son yıllarda Avrupa Birliği’ndeki çimento, gübre ve çelik gibi enerji yoğun sektörler yaşanan derin enerji krizinden oldukça olumsuz etkilendi. Bu sektörlerin rekabet güçlerini koruyabilmeleri için özellikle bataryalar, güneş panelleri, rüzgar türbinleri ile karbon yakalama ve depolama teknolojilerinde belirli bir seviyeye ulaşılması gerekiyor. Bu teknolojiler ayrıca Avrupa Birliği vatandaşlarının temiz ve bütçeye uygun enerjiye ulaşabilmesi için oldukça kritik önemdeler.  

Temiz enerji teknolojilerinde kat edilen mesafelerin, bir taraftan Avrupa Birliği’nin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasını kolaylaştırması, diğer taraftan ise karbon rejimlerinin güçlendiği uluslararası ortamda AB endüstrilerinin karbondan arındırılmasını sağlaması bekleniyor. Temiz teknolojilerin üretimi için gerekli hammaddeler konusunda tedarik zincirlerinde yaşanan kesintiler ve bağımlılıklar, AB’nin yeşil dönüşümü açısından bir risk teşkil ediyor. Bu risklerin önüne geçmek için “Net-Sıfır Endüstri Yasası” ile tedarik zincirlerinin daha dayanıklı hale getirilmesi hedefleniyor. 

Net-Sıfır Endüstri Yasası’nın temel eylemleri nelerdir?

Avrupa Birliği, Net-Sıfır Endüstri Yasası ile Avrupa Yeşil Mutabakatı’nda belirlenen hedeflere ulaşacak şekilde net-sıfır teknolojiler konusunda yatırımların hızlandırılmasını amaçlıyor. Yasa teklifi kapsamında öngörülen temel eylemler şu şekilde özetlenebilir:

  • Açık hedefler ve izleme mekanizmaları oluşturarak yatırımlar konusunda tereddütleri ortadan kaldırmak ve politik olarak odaklanmayı sağlamak,
  • Bilgiye erişimi kolaylaştırarak ve idari bariyerleri azaltarak net-sıfır teknolojilerin üretilmesinin önündeki engelleri ortadan kaldırmak,
  • Kamu ihalelerine yönelik alınacak tedbirler ile piyasaya erişimi kolaylaştırmak,
  • Karbondioksit depolama alanlarını geliştirerek karbon yakalama ve depolama projelerini desteklemek,
  • Yenilikçiliği desteklemek,
  • Net-sıfır teknolojiler için ihtiyaç duyulan yetenek havuzunu geliştirmek,
  • Net-sıfır endüstriyel ortaklıklıkları teşvik etmek.

Yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte, endüstrilerin, tedarik zincirlerinde yaşanabilecek şoklara karşı  korunabilmesi için, herhangi bir kritik ham maddede tek bir üçüncü ülkeden ithal edilen materyal oranının %65’i geçmemesi hedefleniyor. Endüstrilerin üretim kapasitelerini ayarlayabilmeleri için kamu alımlarına yönelik bilgilendirmelerin önceden yapılması tavsiye ediliyor. 

Net-sıfır teknolojilerin geliştirilmesinin önündeki en büyük engellerden birisi finansal kaynaklara erişim. Avrupa Birliği tarafından yapılan değerlendirmeye göre, özellikle özel sektörün elinde bulundurduğu finansman kaynakların net-sıfır teknoloji yatırımlarına aktarılmasını teşvik edecek ve kolaylaştıracak adımlara ihtiyaç duyuluyor. Özel yatırımların yetersiz kaldığı durumlarda devlet yardımlarının devreye girmesi de “Net-Sıfır Endüstri Yasası” çerçevesinde değerlendirilecek seçenekler arasında ifade ediliyor. 

Enerji sektöründe net-sıfır teknolojilere duyulan ihtiyaç 

Avrupa Birliği’nin sektörlerini karbondan arındırması çabalarının bir parçası olarak;

  • Enerji güvenliğinin sağlanması,
  • Enerji sistemlerinin dijitalleşmesi,
  • Hızlı şarj noktalarının sayısının artırılması,
  • Denizdeki rüzgar sistemlerinin yüksek voltaj direkt akımı ile sahile bağlanması,
  • Elektrik tüketicilerinin birbirlerine bağlanması,
  • Elektrikte talebin esnekliğini sağlayacak çözümlerin geliştirilmesi, 
  • Endüstrilerde enerji verimliliğini sağlamak için otomasyon sistemlerinin geliştirilmesi ve
  • Evlerde enerji yönetim sistemlerinin kullanılması konularında adımların atılması gerekiyor. 

Geleceğin enerji sistemleri, tüketiciler arasındaki etkileşimi sağlamaya imkan verecek şekilde dizayn edilmeli. Bu nedenle Avrupa Birliği’nde elektrik şebeke sisteminde kapsamlı modernizasyonların yapılması gerekiyor. 

“En ucuz enerji kullanılmayan enerjidir” düsturundan hareketle kabul edilen “enerji verimliliğinin önceliği” prensibine uygun olarak, özellikle elektrik şebekesinde verimliliği engelleyen bariyerlerin ortadan kaldırılarak tüketicilerin taleplerini anlık olarak takip edebilen ve bu talebi farklı enerji kaynaklarını birbirine entegre ederek karşılayabilen yenilikçi şebeke çözümlerinin geliştirilmesi gerekiyor. Enerji sistemlerinde dijitalleşmenin artırılması ile birlikte tüketimde elektrifikasyona ağırlık verilmesi konusu da Avrupa Birliği’nin öncelikleri arasında yer alıyor. Enerji sistemlerinde odaklanılması gereken diğer alanlar olarak ise;

  • Binalardan kaynaklı enerji taleplerini karşılamak için esnek ve yenilikçi şebeke çözümleri
  • Enerji verimliliğini sağlamak için endüstriyel otomasyonlar ve akıllı kontrol yöntemleri
  • Gelişmiş ölçüm altyapısı (advanced meter infrasturacture)
  • Ev enerji yönetim sistemleri
  • Akıllı binalar
  • Akıllı şarj imkânları gibi konu başlıkları belirlenebilir.

Temiz teknolojilerin yaygınlaştırılması için bürokrasinin azaltılması

Net-Sıfır Endüstri Yasası ile temiz teknolojiler konusunda yatırıma yönelik gerekli idari izinlerin kolaylıkla alınabilmesi için üye ülkelerde tek bir koordinasyon biriminin kurulması öngörülüyor. İlave olarak getirilen izin süreleri ile bu alanda yatırım yapmak isteyenlerin zaman kaybetmeden faaliyetlerine başlaması sağlanmak isteniyor. Net-sıfır teknoloji kategorisine giren yatırımların değerlendirilmesinde kullanılacak olan kriterler de Net-Sıfır Endüstri Yasası ile netleşiyor. Yasayla birlikte ayrıca, net-sıfır olarak sınıflandırılan projelerin izin alma mekanizmalarının daha hızlı işlemesi ve aynı zamanda finansal kaynaklara daha kolay bir şekilde  erişebilmesi sağlanacak. Bazı projelerde “Kamu Yararının Üstünlüğü (Overriding Public Interest)” prensibinin uygulanarak izin alma süreçlerindeki engellerin aşılması planlanıyor. 

Karbon yakalama ve depolama sistemlerine yönelik tedbirler

Net-Sıfır Endüstri Yasası ile ele alınan konulardan bir diğeri ise Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde belirlenen hedeflere ulaşılabilmesi için geliştirilmesi gereken karbon yakalama ve depolama teknolojileri ilgili düzenlemeler. Bu kapsamda, karbon yakalama ve depolama kapasitesinin 2030 yılına kadar  50 Mt CO2’ye ulaşması hedefleniyor. Özellikle çimento, gübre vb. karbon yoğun endüstrilerden kaynaklı emisyonların azaltılabilmesi için Avrupa Birliği’nde karbon yakalama ve depolama kapasitesinin artırılmasına ihtiyaç duyuluyor. Net-Sıfır Endüstri Yasası çerçevesinde, karbon yakalama ve depolama sistemleri ile yakalanacak olan karbondioksitin depolanacağı jeolojik formasyonların belirlenmesine yönelik daha etkin çalışmaların yürütülmesi bekleniyor.

Karbon yakalama ve depolama sistemlerinin yaygınlaşmasının önünde, teknolojinin henüz tam olarak olgunlaşmaması ve CO2’nin depolanacağı tesislerin  inşa ve işletmesine dair idari izin sürecinin  uzun sürmesi gibi bazı engeller bulunuyor. AB Emisyon Ticaret Sistemi’ndeki karbon ücretlerinin yükseliş trendinde olması, özellikle karbon yoğun sektörler için karbon yakalama ve depolama sistemlerini daha cazip hale getiriyor. Ancak, bu sistemlere yönelik yatırım yapmak isteyenlerin depolama alanlarına yönelik ilave masraf yapmak zorunda olmaları karbon yakalama ve depolama sistemlerinin daha geniş alanlarda etkin bir şekilde kullanılmasının önünde önemli bir engel teşkil ediyor. Avrupa Komisyonu tarafından yapılan değerlendirmeye göre, 2050 yılı için öngörülen net-sıfır hedefinin yakalanabilmesi için 550 milyon ton yıllık karbon yakalama kapasitesine ulaşılması gerekiyor. 

Net-sıfır teknolojileri ve piyasaya erişim

Net-sıfır teknolojiler alanındaki yatırımların sürdürülebilir bir şekilde devam etmesi için, öncelikle piyasada yeterli miktarda talebin oluşması gerekiyor. Kamu yönetimlerinin yaptıkları alımlarda net-sıfır teknolojilere öncelik vermesinin, bu alanda yapılacak yatırımların cazibesini artıracağı değerlendiriliyor. Kamu ihalelerinin değerlendirme kriterleri arasına, başta yenilenebilir enerji sistemleri olmak üzere net-sıfır teknolojilerine avantaj sağlayacak maddelerin ilave edilmesine ihtiyaç duyuluyor. Benzer şekilde özel sektörün ve diğer tüketicilerin de net-sıfır teknolojilerine yönelmesini sağlayacak düzenlemeler getirmek, bu teknolojilerin Avrupa Birliği piyasalarında yaygınlaşmasının önünü açacaktır.   

Net-sıfır teknolojilere geçiş sürecinde bataryalara yönelik olarak artması beklenen taleplerin karşılanması için geliştirilecek çözümlerde, kamu alım kriterlerine uygunluk açısından aşağıda belirtilen hususların sağlanması bekleniyor;

  • Dayanıklılık ve güvenilirlik
  • Onarım ve bakım kolaylığı
  • Güncelleme ve yenileme kolaylığı
  • Geri dönüştürülebilirlik
  • Ürünün yaşam döngüsü süresince enerji, su ve diğer kaynakların kullanımı
  • Ürünün ve ambalajının ağırlığı ve hacmi
  • Kullanılmış içeriğin değerlendirilmesi
  • Karbon ayak izi
  • Mikroplastik emisyonu
  • Ortaya çıkan atık
  • Kullanım koşulları

Net-sıfır teknolojilere yönelik teşvikler

Net-sıfır teknolojiler kapsamında üretilen nihai ürünlere yönelik tüketici ve hanehalklarından büyük oranda talep gelmesi bekleniyor. Özellikle kırılgan gruplara pozitif ayrımcılık sağlayacak şekilde uygulanacak teşvik planları ile net-sıfır teknolojilere yönelik talebin güçlendirilmesi planlanıyor. Evlerin çatısına kurulacak olan güneş enerji sistemlerinin yaygınlaştırılmasına yönelik teklif edilen “Güneş Çatı İnisiyatifi” ve binaların ısınmasından kaynaklı emisyonları azaltmak için tercih edilen ısı pompalarının kullanımının teşvik edilmesine yönelik hususlar içeren “REPowerEU Paketi” gibi düzenlemelerin net-sıfır teknolojilerine yönelik talebi artırması bekleniyor.  

Net-sıfır teknolojilere yönelik getirilecek olan teşviklerin ayrım gözetmeden ve şeffaf bir şekilde uygulanması gerekiyor. Bu çerçevede üye ülkelerden, vatandaşlarının erişebilecekleri teşvik paketlerinden hızlı bir şekilde haberdar olabilmeleri için bu bilgilerin ücretsiz websitelerinde sergilenmesi isteniyor. Bununla birlikte, verilecek olan teşviklerin Dünya Ticaret Örgütü’nün rekabet kurallarıyla da uyumlu olması gerekiyor.  Avrupa Komisyonu, teşviklere yönelik iyi uygulamaların üye ülkeler arasında paylaşılmasını sağlayacak. Bu kapsamda, Türkiye’nin de kendi net-sıfır teknoloji endüstrisini geliştirebilmesi için Avrupa Birliği’nde uygulanan teşvik uygulamalarını takip ederek, iyi uygulamaları hayata geçirmesi faydalı olacaktır. 

Net-sıfır teknolojileri için gerekli işgücünün oluşturulması

Net-Sıfır Endüstri Yasası’nın hedeflerinden bir diğeri de Avrupa Birliği’nde net-sıfır endüstrilerini geliştirmesinin önündeki yetenek açığı engelinin kaldırılması. Avrupa Birliği’nde temiz teknolojiler alanında mevcut olan yetenek açığı ve halihazırdaki eğitim sisteminin bu alandaki ihtiyacı karşılayacak yetenekleri geliştirme kapasitesinin düşük olması, Avrupa Birliği’nin net-sıfır teknolojilerindeki rekabet gücüne zarar veriyor. Bu çerçevede, Avrupa Komisyonu tarafından net-sıfır teknolojilerine yönelik yetenek akademilerinin oluşturulması planlanıyor. Endüstriler, sosyal partnerler ve eğitim kurumlarının desteği ile oluşturulacak bu akademiler sayesinde yeniden yetenek kazandırma ve yukarı yönlü yetenek kazandırılması amaçlanıyor. 

Net-Sıfır Endüstri Yasası kapsamında alınacak uluslararası tedbirler

Ukrayna Savaşı’nın başlamasının ardından Rusya’nın enerji arzını bir silah olarak kullanması, enerji bağımsızlığını sağlamak isteyen Avrupa Birliği’nde REPowerEU planı çerçevesinde yenilenebilir enerji sistemlerinin kurulumunu hızlandırdı. Avrupa Birliği, REPowerEU planı ile bir taraftan Birlik içerisinde  enerji verimliliğini artırmaya yönelik politikalar geliştirirken, diğer taraftan da güneş enerji sistemlerine bağlı üretim  kapasitesini 2025 yılına kadar 300 GW’ta, 2030 yılında ise 600 GW’ta çıkarma hedefini benimsedi.

Tek market politikası, Avrupa Birliği’nin iklim politikaları çerçevesinde uygun ortamın sağlanmasına katkı sunuyor. Net-sıfır ekonomilere geçiş sürecinin karmaşıklığı göz önünde bulundurulduğunda, AB üyesi ülkelerin net-sıfır teknolojilerini geliştirme konusunda birbirinden bağımsız ve koordinesiz hareket etmesi kaynak israfına ve rekabet gücüne zarar veren piyasa ortamında parçalanmalara yol açacaktır. Meseleye uluslararasıilişkiler açısından  bakıldığında ise, Avrupa Birliği’nin gelişmekte olan ülkelerle “Küresel Ağ Geçidi (Global Gateway)” kapsamında kuracağı ortaklıklar, hammadde açısından tedarik zincirlerinin dayanıklılığının artırılması ve yerelde değer üretilmesi konularında katkı sunacaktır. 

Sonuç ve değerlendirme

Paris İklim Anlaşması’nın tarafı olan Türkiye 2053 yılında net-sıfır hedefine ulaşacağını taahhüt etti. Türkiye’nin bu hedefine ulaşabilmesi ve gelişim sürecinde olan net-sıfır teknolojileri konusunda rekabet gücünü artırabilmesi için, AB’nin atmaya hazırlandığı adımları yakından takip ederek gerekli tedbirleri almaya hazırlanması gerekiyor. Net-sıfır teknolojilerin önündeki idari ve finansal bariyerlerin kaldırılması bu senkronizasyonun sağlanması açısından büyük önem arz ediyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılacak yatırımların, özellikle ülke genelinde elektrik şebekesinin esneklik ve dayanıklılığını artıracak şekilde modernize edilmesi projeleri ile birlikte değerlendirilmesi gerekiyor. 

Dünya genelinde artan yeşil korumacılık (green protectionism) eğiliminin bir parçası olarak sunulan Enflasyon Azaltım Yasası ve Net-Sıfır Endüstri Yasası gibi düzenlemeler, net-sıfır teknolojiler konusunda yerel endüstriyi geliştirmeyi hedeflediği için, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde bu alanlarda yapılması planlanan yatırımları olumsuz etkileyebilir. 

Ülkelerin net-sıfır teknolojilere uygun bir ekosistem oluşturabilme becerisi, net-sıfır ekonomilere geçiş sürecinde endüstrilerin rekabet gücünü doğrudan etkileyecek bir unsur olacaktır. Tüm eğitim sisteminin, yeni dönemin ihtiyaçlarına göre yeniden gözden geçirilmesi ve net-sıfır teknolojilerin geliştirilmesinde ihtiyaç duyulan yeteneklerin kazandırılması Türkiye’nin stratejik önceliklerinden birisi olmalı. Geçtiğimiz aylarda yaşanan deprem felaketi ve ülkenin seçim arifesinde olması, bu konuların öncelikli gündem maddeleri arasında yer almasını engelliyor. Bununla birlikte, net-sıfır ekonomiye geçiş sürecini koordineli ve hızlı bir şekilde yönetemezse, Türkiye’nin uluslararası ticaretteki rekabet gücünün özellikle 2030 sonrasında ciddi yaralar alacağı açıktır. 

Etiketler: , , , , , , , , , Last modified: 12 Mayıs 2023