Bu çalışmada, talep tepkisi (demand response), talep tarafı yönetimi (demand side management) sistemi ve enerji hizmeti sağlayan şirketler (ESCo) gibi kavramlar açıklanmaya çalışılacak ve talep tarafı yönetimi (TTY) sisteminin oyuncularına yer verilecektir. Ayrıca, akıllı şebekelerin konuya katkısı üzerinde durularak ABD, AB ve Asya-Pasifik ülkelerinden uygulamalar  vaka çalışmalarıyla örneklendirilecektir. Son olarak da buradan yola çıkılarak, muhtemel iş fırsatlarının neler olabileceği konusunda bir perspektif sunulmaya çalışılacaktır.

Talep Tepkisi Potansiyeli ve Gelecek Perspektifleri

Akıllı teknolojiler günümüzde enerji sistemlerinin verimliliğini, güvenilirliğini ve güvenliğini artırmak amacıyla; elektrik üretimi, iletimi ve tüketiminde rol oynayan tüm sistemlerde kullanılmaktadır. Akıllı teknolojilerin temel hedeflerinden biri de değişken yenilenebilir kaynakları ve talebi daha iyi yöneten ve enerji açısından daha verimli davranan bir elektrik şebekesi oluşturabilmektir. Talep tepkisi, tüketicilerin elektrik tüketimlerini fiyat sinyallerine veya farklı hedeflere sahip uzun vadeli doğrudan kontrol anlaşmalarına göre ayarlayarak şebekenin işleyişinde rol oynamalarına olanak tanır. 

Talep tepkisi türleri

Şekil-1: Talep tepkisi ve yük eğrisi (Kaynak: Batalla-Bejerano, 2020)

Talep tepkisi programları Şekil-1’deki gibi olabilmektedir. Bu programları açacak olursak;

Tepe Kırpma: Yoğun talep dönemlerinde elektrik tüketiminin azaltılmasıdır. Gün içinde elektrik talebi değişir; genellikle öğle ve akşam üstü zirve yapar. Bu saatlerde, talebi karşılamak için genellikle daha pahalı üretim yöntemleri kullanılmak zorunda kalınmaktadır. Bu yüzden, enerji politikalarının amacı, akıllı sayaçlarla talebi yönetebilme imkanı sunan durumlarda, ekonomik ve çevresel etkileri düşünerek, talep zirvelerini azaltmak ve gelecekte piyasalarda verimliliği artırmaktır.

Yük Kaydırma: Elektrik kullanımını daha düşük maliyetli zamanlara ertelemektir. Bu strateji, enerji tasarrufu ve talep tepkisi ile potansiyel kayıpları karşılamayı amaçlar. Yük kaydırma, ne kadar enerji kullanıldığından ziyade ne zaman kullanıldığına odaklanır. Bu nedenle, toplam enerji tüketimi aynı kalır ama kullanım zamanı değişir.

Stratejik enerji tasarrufu: Rekabet, arz güvenliği ve sürdürülebilirlik için yük eğrisini düşürmeye yönelik çabalardır. Tepe kırpma ve yük kaydırmadan farklı olarak, tüketim azaltılır ve başka zamanlara kaydırılmaz.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) 2019 Dünya Enerji Görünümü Raporu’na göre, 2016’da 100 GW olan talep tepkisi teorik potansiyelinin, 2030’da 160 GW’a ulaşması öngörülmektedir. Talep tepkisi potansiyelinin en yüksek payı, dünya genelindeki toplam enerji tüketiminin %23’ünü oluşturan konut sektöründe bulunmaktadır. Bu sektör, %37 ile sanayi ve %28 ile ulaşım sektörlerinden sonra üçüncü sıradadır.

Talep tepkisi çözümlerinin yaygınlaşabilmesi için düzenleyici ve piyasa engellerinin aşılması gerekmektedir. Eğer düzenleyiciler, enerji tasarruflarının tüketicilere maliyet düşüşleri olarak yansıyacağı bir piyasa yapısını oluşturamazlarsa, talep tepkisi programlarını uygulamaya koymak için tüketicilerin zorlayıcı nedenleri olmaz. Ayrıca, toptan satış piyasalarında talep tarafının katılımını engelleyen piyasa engellerinin ortadan kaldırılması da önemlidir.

Bir diğer zorluk da, tüketici güvenini kazanmak ve talep tepkisi girişimlerine katılımı teşvik etmektir. Ancak, enerji fiyatlarının sürekli arttığı bir ortamda, talep tepkisi çözümlerinin finansal ve verimlilik avantajları tüketicilerin ilgisini çekeceğinden, halkın talep tepkisine katılımı artacaktır.

Talep Tarafı Yönetimine Tüketici Katılımı

Talep tepkisi, elektrik tüketicilerinin zamana göre değişen tarife yapılarına veya teşvik ödemelerine tepki olarak tüketim kalıplarını değiştirmesiyle, elektrik sisteminin daha verimli ve güvenilir işletilmesine katkı sağlar. Bu, elektrik fiyatlarındaki değişikliklere karşılık nihai tüketicilerin elektrik tüketimini artırmalarını veya yüksek talep dönemlerinde daha düşük tüketimi teşvik etmek için tasarlanan tarifeleri ve programları kapsar.

Şekil-2: Talep Tepkisi Programları

Talep tepkisi programları, tüketici davranışını şekillendiren motivasyonlara bağlı olarak iki ana kategoriye ayrılır: fiyat temelli ve teşvik temelli programlar. Fiyat temelli programlar, farklı zaman dilimlerinde değişen maliyetlere göre farklı elektrik fiyatlarını sunarken, teşvik temelli programlar ise sistemin stresli olduğu zaman dilimlerinde tüketimi azaltan tüketicilere sabit veya zamana göre değişen teşvikler sağlar.

Fiyat temelli programlar, elektrik üretim, iletim ve arz maliyetlerini tüketimi maliyetlerin yüksek olduğu dönemlerden düşük olduğu dönemlere kaydırmak amacıyla zamana göre değişen tarifelere yansıtır. Bu programlar, statik ve dinamik zamanla değişen fiyatlandırma olarak sınıflandırılabilir. İki program arasındaki en büyük fark; statik fiyatlandırma şemasında, zamana göre değişen perakende fiyatlar önceden belirlenmiş saat ve günler için geçerliyken; dinamik fiyatlandırmada ise fiyatların kısa sürede değişebilmesine izin verilmesidir.

Fiyat temelli programlar, sabit fiyatlandırmanın farklı zaman dilimlerine uygulandığı statik zamana göre değişen fiyatlar sunar. Bu fiyatlandırma planlarında, fiyatlar bir gün içinde farklı saatlerde veya haftada farklı günlerde olabilen dönemlerde sabit tutulur.

Dinamik fiyatlandırma programları ise genellikle gerçek zamanlı fiyatlandırma ve kritik tepe fiyatlandırması olmak üzere iki temel türde temsil edilir. Gerçek zamanlı fiyatlandırmada fiyat, tam olarak değişen piyasa koşullarına göre her saat değişirken; kritik tepe fiyatlandırması, tedarikçi şirketin sınırlı sayıda saat için zaman zaman alışılmadık derecede yüksek bir perakende satış fiyatı beyan etmesine ve bu fiyatları almasına olanak tanır.

Dinamik fiyatlandırma, statik fiyatlandırmadan daha karmaşık olabilir. Teşvike dayalı talep tepkisi programları, tüketicilerin kritik koşullarda elektrik tüketimlerini azaltmaları karşılığında bir katılım ödemesi aldığı (indirim oranları vb.) klasik tür programlar ve katılımcıların performansları için parayla ödüllendirildiği piyasa temelli programlar olarak kategorize edilebilir. En yaygın olarak kullanılan teşvik temelli programlar, katılımcı tüketicilere önceden tanımlanmış teşviklerin sağlandığı kesintili yük programlarıdır. Bu programlar, elektrik yükünün belirli bir kısmını veya toplam tüketimi kısmak gibi seçeneklerini göz önünde bulundurur. Kısmi yük kesintisi daha çok mesken tipi tüketim bağlamında kullanılırken, toplam kısma daha çok endüstriyel tüketiciler için kullanılır.

Tüketicilerin pik saatlerde talep tepkisi programlarına katılımları sayesinde enerji faturalarında sağladıkları tasarruf, bu programların en çok vurgulanan faydaları arasındadır. Şebekelerle ilgili olarak, talep tepkisi ile altyapıya yapılan yatırım ertelenebilir ve şebeke sıkışıklığının yönetimi bir dizi farklı araçla da çözülebilir. Halihazırda tüketicilerin önünde çatı güneş enerjisi, akıllı ev aletleri, elektrikli araç (EV) şarjı, HVAC (ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme) sistemleri, su ısıtma ve depolama gibi çok sayıda seçenek bulunmakta. Bu sayaç arkası öğeler (behind-the-meter: evlere ve binalara doğrudan elektrik sağlayan enerji üretim ve depolama sistemleri) neredeyse gerçek zamanlı olarak okunabildiğinden, tüketiciler için daha düşük veya daha öngörülebilir enerji faturaları oluşturmada kullanılabilirler. Kullanım içgörüleri ayrıca, müşteri deneyimini geliştirmek ve nihayetinde talep tarafı yönetimi programlarına katılımlarını teşvik etmek için ek ürün ve hizmetleri yönlendirmeye yardımcı olmak için de kullanılabilir.

Enerji depolama sistemleri, tüketicilerin talep yönetimine katılımını kolaylaştıran bir başka faktördür. Hem konut hem de endüstriyel tesislerde kullanılabilen depolama teknolojileri, enerji yükünü değiştirmek için yük kaydırma yöntemiyle kullanılabilir. Özellikle yenilenebilir enerji üretimi bağlamında, küçük ölçekli enerji depolama sistemleri ve talep yönetimi kombinasyonu, geleceğin akıllı şebekelerinde önemli bir rol oynayabilir.

Dağıtık enerji kaynakları dikkate alındığında, enerji üretimi tüketimi aştığında depolanan elektrik, gelecekteki enerji ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılabilir. Bu, elektrik talep modellerini değiştirmeden enerji maliyetlerini düşürerek hem tüketiciler için tasarruf sağlar hem de şebeke için değer yaratır.

Akıllı Şebekelerin ve Akıllı Cihazların Rolü: Enerji Tüketiminin Optimize Edilmesi

Talep tarafı yönetimi (TTY), yüksek verimli ve uzaktan kontrol edilebilir elektrikli cihazlar sayesinde giderek daha uygulanabilir hale gelmektedir. Bu cihazlar, enerji tüketimini azaltarak, değiştirerek veya optimize ederek, toplu olarak yönetildiklerinde şebekeye fayda sağlayabilirler. TTY’nin etkili çalışabilmesi için, birbirine bağlı ev aletlerinin kurulumu ve kullanımında sensörler, akıllı sayaçlar ve kontrol sistemleri gereklidir. Dinamik fiyatlandırma gibi maliyeti yansıtan fiyat sinyalleriyle birleştirildiğinde, TTY sistemleri tüketicilerin yetkilendirilmesini sağlar ve enerji tüketiminin daha iyi koordinasyonunu teşvik ederek elektrik dağıtım maliyetlerini azaltır. Bu, daha uygun fiyatlı, güvenilir ve sürdürülebilir bir şebekeye katkıda bulunur.

Akıllı cihaz teknolojisi sayesinde, tüketiciler enerji tüketim kalıplarının faturalarını, konfor düzeylerini ve arz güvenliğini nasıl etkilediğini anlayabilirler. Yoğun saatlerde enerji kullanımının daha pahalı olduğunu fark ederek, kullanımlarını günün daha ekonomik zamanlarına kaydırabilirler. Ayrıca, akıllı sayaçlardan elde edilen veriler, tedarikçilere tüketim modelleri ve yük şekillerini gözlemleme olanağı sunarak, elektrik kesintisi yönetimini ve şebekenin genel esnekliğini geliştirmelerine yardımcı olur.

Enerji Hizmeti Sağlayan Şirketlerin Tasarruftaki Rolü

Enerji hizmeti sağlayan şirketler (Energy Service Company-ESCo), projeleri yürütme, mali ve mali olmayan kaynakları yönetme ve kurulum ile bakım işlerini üstlenme gibi yaygın işlevlerle enerji sektöründe faaliyet gösterirler. Bu şirketler, enerji performansı sözleşmesi (EPC) ve enerji tedarik sözleşmesi (ESC) olmak üzere iki ana sözleşme mekanizmasıyla çalışırlar. 

Bu şirketler, faydalarını uyguladıkları projelerin performansına bağlayarak, EPC kapsamında performans risklerini üstlenirler. Bu risk kabulüyle birlikte, ESCo’lar kendilerini tüketiciler ve toplum için tasarruf odaklı çözümler sunmaya ve bunun sonucunda genel refah kazanımları sağlamaya teşvik etmiş olurlar. Diğer sözleşme türü olan ESC konsepti kapsamında ise, ESCo yalnızca sağladığı faydalı enerji çıkışı için ücretlendirilir. Bu, bir bina sahibine veya kullanıcısına uzun vadeli bir sözleşme kapsamında faydalı enerji (elektrik, ısı veya buhar gibi) sağlamayı içerir. Bu nedenle hem enerji tüketicisi hem de hizmet sağlayıcının teşviklerini bir kez daha uyumlu hale getirerek, nihai enerji talebini azaltmak ESCo’nun çıkarınadır. Bu yapı, enerji talebini azaltma ve enerji verimliliğini artırma hedefine katkıda bulunarak, ESCo’ların önemli bir rol oynamasını sağlar.

İş Fırsatları ve Yeni Piyasa Oyuncuları

TTY bağlamında ortaya çıkan yeni hizmetlerle, piyasadaki geleneksel oyuncular ESCo ve toplayıcılar (aggregator) gibi yeni oyuncularla rekabet etmek zorunda kalıyor.  Peki, gelişmiş hizmetler için gerekli unsurları sağlamada ekipman ve cihaz üreticilerinin sahip olduğu rollerin yanı sıra, bu oyuncular ve rolleri nelerdir?

Toplayıcılar (Aggregator): Toplayıcılar, bir elektrik sisteminin üretimini ve tüketimini teknik veya ekonomik olarak optimize etme amacı taşıyan tüzel kişilerdir. Toplayıcılar, üretim ve depolama birimlerine sahip olan veya talebe cevap verebilen endüstriyel, ticari veya evsel tüketiciler için enerji hizmetleri sunmaktadır. Elektrik piyasalarının arz ve talep tarafları arasında kolaylaştırıcı görevi görürler ve uygun teşvikleri içeren bir tasarımla, toptan elektrik piyasaları onların bu işlevlerinden fayda sağlayabilir. Toplayıcılar, optimizasyon için bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak arka planda  tüketiciler adına hareket eder. Piyasanın üretim tarafında, enerji toplayıcıları, portföylerini optimize etmek için birden fazla piyasa oyuncusuna değer sunar. 

Enerji Hizmeti Sağlayan Şirketler (ESCo): Talep tepkisi programları, ESCO’lara enerji şebekelerinin işletme ve optimizasyonunda önemli roller sunuyor. ESCo’lar zamana dayalı tarifeler veya diğer teşviklere yanıt olarak müşterilerinin enerji kullanımını en yoğun dönemlerde azaltmaya veya değiştirmeye yardımcı olmak için enerji yönetimi uzmanlıklarını ayrıntılı müşteri içgörüleriyle birleştirme avantajına sahiptirler. TTY’nin öneminin artmasıyla birlikte bu şirketlerin rolü de; sağladıkları ek maliyet tasarrufları elde etmek, tüketiciler için yeni gelir akışları sağlamak, şebeke istikrarını tesis etmek gibi faydalarla enerji verimliliğini artırmanın ötesine geçebilecektir.

Sanal enerji santralleri işletmecileri: Bir sanal enerji santrali, heterojen dağıtık enerji kaynaklarının kapasitelerini bir araya getiren bulut tabanlı dağıtık bir elektrik santralidir. Sanal enerji santralleri, enerji üretimi ve iletim kapasitesi ihtiyaçlarını azaltmayı hedefleyen ve aynı zamanda akıllı şebeke teknolojisinin sağladığı yeni bir iş modeli olarak değerlendirilmektedir. Bu tip santrallerin işletmecilerinin amacı, enerji üretimini artırmanın yanı sıra elektrik piyasasında elektrik ticareti veya satışı yapmaktır. Bir sanal enerji santralinde, enerji hizmetlerini sağlamak için en iyi yönetim çözümünü seçmek üzere şebekenin tüm unsurları (kaynaklar, depolama, bina, bölge, trafolar, vb.) entegre edilir ve hepsi standart dağıtım-iletim iletişim protokolünü kullanarak birlikte iletişim kurar.

Üreten tüketiciler (Prosumer): Yıl boyunca kendilerini şebekeden bağımsız hale getirebilen hanelerin, yeterli yenilenebilir enerji kapasitesi ve enerji depolamanın yanı sıra talep tepkisi dahil olmak üzere enerji yönetimi için bazı akıllı ev otomasyon teknolojilerini kurması gerekir. 

Veri merkezleri: Ortalama olarak, veri merkezlerinde elektrik tüketiminin en büyük payını sunucular ve soğutma sistemleri oluşturur. Bunu depolama sürücüleri ve ağ cihazları izler. Veri merkezlerinin şebeke için çok büyük yükler talep ettiği ve otomasyon düzeyleri sayesinde talep tepki programları için çok uygun olduğu göz önüne alındığında, veri merkezlerinin talep tepki programlarına katılma potansiyeli vardır.

Dengeleme hizmetlerine dağıtık üretim katkısı: Sistem operasyonlarını optimize ederken, kaynakları dengeleme ihtiyacı, güç üretimindeki dalgalanmalardan büyük ölçüde etkilenir. Bu ihtiyacın, yenilenebilir enerji üretiminin artan yaygınlığı nedeniyle gelecekte daha da artması beklenmektedir. Somut olarak, yenilenebilir enerji  üretimi rezerv ve müdahale operasyonları için ek talep yaratmıştır. Bu talep ağırlıklı olarak yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik gün öncesi tahminlerin belirsizliğinden kaynaklanmıştır. Artan belirsizliğe uygun şekilde yanıt vermek için, merkezi olmayan enerji sistemleri yeni bir oyuncu olarak ortaya çıkıyor. Merkezi olmayan bir enerji sistemi, çoğu ülkenin enerji endüstrisinde nispeten yeni bir yaklaşımdır. Geleneksel olarak enerji endüstrisi büyük ve merkezi elektrik santralleri geliştirmeye ve üretim yüklerini uzun iletim ve dağıtım hatları üzerinden bölgedeki tüketicilere iletmeye odaklanmıştır. Merkezi olmayan enerji sistemleri, enerji dengeleme hizmetleri sunmayı mümkün kılarak, enerji kaynaklarını nihai tüketiciye daha yakın hale getirmeyi amaçlar.

Vaka Örnekleri

Enerji dönüşümünde akıllı sayaç ve sensörlerin yaygınlaşması, nesnelerin interneti uygulamaları ve büyük miktarda verinin yapay zeka ile kullanılması, sisteme yeni hizmetler sunulması ve yeni iş modellerinin ortaya çıkması için fırsatlar yaratmıştır. Akıllı şebekelerin, akıllı sayaçların ve enerji kullanımıyla ilgili verileri toplayan diğer yazılım platformlarının giderek yaygınlaşmasıyla yönlendirilen bu eğilimin, önümüzdeki yıllarda hızla zemin kazanması ve işletmelerin enerji tüketimini ve maliyetlerini azaltması için daha yaygın bir yol haline gelmesi bekleniyor.

Temiz teknolojiler ile ilgili analizler üreten bir oluşum olan Navigant Research tarafından yayımlanan  ve TTY pazarının geleceğini konu alan bir araştırmaya göre, ortaya çıkan TTY teknolojileri, enerji kullanıcılarına davranışsal ölçümler ve veri analitiğine odaklanmalarını artırarak enerji maliyetlerini düşürmeleri için daha iyi yollar sunmaya başlıyor. Bu rapora göre, TTY ve yeni iş modellerine 2028’de dünya çapında tahmini 63,6 milyar USD harcama yapılması bekleniyor.

Artan bu pazardan faydalanmak için otomasyon ve piyasa sinyallerine dayalı olarak yeni enerji hizmetleri sağlayan bir dizi çözüm geliştirilmektedir.

Evsel enerji tüketiminin önemli bir bölümünü temsil eden HVAC sistemlerinin TTY mekanizmalarına potansiyel katılımı son yıllarda dikkatleri üzerine çekmiştir. Bağımsız toplayıcılar TTY çözümlerini sağlarken, esnekliklerini bir araya getirmek için cihazları birbirine bağlamak amacıyla konut tüketicilerine teknoloji sunmakta aktif olmuştur. Örneğin, Avrupalı bir toplayıcı evlerde, ticari binalarda ve ofislerde elektrikli ısıtıcılar, klimalar, ısı pompaları ve su kazanları gibi cihazları bağlamak için tüketicilere ücretsiz olarak kurulan ve çalıştırılan bir kablosuz verici ve elektrik modülatörü kullanıyor. Bu, mevcut ısıtma sisteminin verimli çalışmasını sağlar ve ısıtma giderlerinden %15’e kadar tasarruf edilmesine yardımcı olabilir.

Elektrikli araçların giderek daha fazla benimsenmesi, evde pil otomasyonu ile ilişkili yeni iş modellerinin geliştirilmesini teşvik ediyor. Bu Hizmet Olarak Enerji (Energy as a Service-EaaS) modelleri, müşterilerin talebin düşük olduğu dönemlerde enerji depolaması ve talebin yoğun olduğu dönemlerde depolanan enerjiden çekmesi için depolama sistemleri sağlayabilir. Bazı Avrupa ülkelerinde ev bataryası otomasyonu, elektrik tedarikçileri veya enerji hizmetleri şirketleri tarafından ilerletilmiş ve ticari olarak geliştirilmiştir. İndirimli bir ev bataryası karşılığında tüketici, batarya kapasitesinin belirli bir yüzdesini kullanmalarına izin vermeyi kabul eder. Toplam kapasite daha sonra şebekeye dengeleme hizmetleri sağlayan sanal bir enerji santrali oluşturmak için tüketici portföyüne yaymak için kullanılır.

Avrupa Birliği tarafından belirtilen sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için gerekli olan Yenilenebilir Enerji Kaynakları (YEK) dağıtımının artan payı, elektrik piyasalarının işleyişi üzerinde birtakım etkilere sahip olacaktır. Geleneksel enerji santrallerini rüzgar türbinleri ve fotovoltaik sistem gibi yenilenebilir enerji kaynakları ile değiştirirken, klasik anlamda enerji dengeleme hizmetleri sunma yeteneği ortadan kalkar. Dalgalanan yenilenebilir kaynaklardan kesintili elektrik üretimi arttıkça, dengeleme hizmetlerine olan ihtiyaç da sonuç olarak artacaktır. Alternatif dengeleme hizmetleri elde etme yaklaşımlarından biri, esnek tüketimin dengeleme çabasında yer aldığı akıllı şebeke konseptidir. 

Avrupa Deneyimi

Kısa bir süre önce onaylanan Temiz Enerji Paketi, enerji geçişini tüketiciler bu sürecin merkezinde olacak şekilde  ilerletmek için bir dizi önlem içermektedir. Talep tarafı esnekliğinin entegrasyonu, Avrupa Birliği’nin düşük karbon ekonomisine geçişinin önemli bir bileşeni olarak tanımlanmıştır. Bu vaka çalışması, yeni iş fırsatları sağlayan en alakalı yönler hakkında bazı içgörüler sağlayacaktır.

Bu tür kuralların geliştirilmesi, Avrupa Birliği bünyesine bağlı Enerji Düzenleyicileri İşbirliği Ajansı (Agency for the Cooperation of Energy Regulators-ACER) tarafından başlatılmış ve sonrasında bu ortak kural ve standartlar ışığında yönergeler oluşturulmuştur. Avrupa Elektrik İletim Sistemi Operatörleri Ağı (European Network of Transmission System Operators for Electricity-ENTSO-E) bu yönergelere dayanarak, AB iç elektrik piyasasının uygulanmasını sağlamak amacıyla sekiz şebeke kodu taslağı hazırladı. Bu şebeke kodları, direktiflerin yasal statüsüne sahiptir. Kapasite tahsis yönetimi ve elektrik dengeleme ile ilgili şebeke kodları, AB üyesi devletler genelinde kısa vadeli elektrik piyasalarının tasarımı ve işletilmesi ile ilgilidir ve bu nedenle bu piyasalardaki potansiyel gelişmelerin gerçekleştirilebileceği bir çerçeve sağlar. Talep tarafı tepkisi, konut tüketicilerinin ekonomik tasarrufların yanı sıra yük dengeleme potansiyeli sunduğu gelecekteki enerji sisteminin önemli bir bileşeni olarak kabul edilir.

ABD deneyimi

Amerika Birleşik Devletleri’nde, değişken üretim kaynaklarının daha yüksek penetrasyonu, talep tepkisi gibi esnek kaynaklara olan ihtiyacın artmasına sebep oldu. Yenilenebilir enerjideki artışın en azından önümüzdeki birkaç yıl boyunca devam etmesi bekleniyor. Bu bağlamda, Kaliforniya Bağımsız Sistem Operatörü (CAISO) gibi bazı elektrik piyasaları, değişen derecelerde esnek ve dayanıklı elektrik kaynaklarını tanımaya başlamıştır. Aynı şekilde, Federal Enerji Düzenleme Komisyonu’ndaki (FERC) politika yapıcılar, en azından Amerika Birleşik Devletleri’nde, batarya enerjisi depolama ve dağıtık kaynak toplayıcılar gibi esnek kaynakların elektrik piyasalarında oynayabileceği role odaklanıyorlar.

Asya-Pasifik deneyimi

Asya-Pasifik’in serbestleştirilmiş elektrik sektörü, talep tepkisi pazarındaki özel şirketlerin ve müşterilerin aktif katılımını çekiyor. Japonya ve Singapur gibi ülkeler talep tepkisi düzenlemelerini zaten gerçekleştirmiş durumdalar ve uygulanabilirliğini değerlendirmek ve özel katılımı teşvik etmek için doğru teşvik programını halihazırda test etmekteler. 2025 yılına kadar 1 TW’tan fazla pik yüke sahip olacağı tahmin edilen Çin, talep tepki yönetimi sistemleri için potansiyel olarak büyük bir pazardır. Bununla birlikte, elektrik talebi ve arzı arasındaki bu uyumsuzluğu yönetmek için, büyük endüstriyel müşteriler, puant (elektrik tüketim talebinin en üst noktaya ulaştığı zaman dilimi) talebi azaltmaya odaklanan bu Talep Müdahalesi (Demand Response-DR) programlarında en ilgili oyunculardan biridir. 

Sonuç ve Değerlendirme

Bu bölümde, önce talep tepkisi dahil olmak üzere değişken yenilenebilir enerji kaynaklarının artan paylarını karşılamak için çeşitli esneklik seçeneklerine, talep tepkisi programlarının ana biçimleri ve ilgili çeşitli zorluklar hakkında kısa bir genel bakış sağlandı. Dinamik fiyatlandırma ve tarifelerin rolü, mevcut çeşitli talep tepkisi programlarının yanı sıra talep tarafı yönetimine tüketici katılımını etkinleştirmek ve artırmak için önemli bir kaldıraç olarak tartışılmaktadır. ESCo’ların bu bağlamdaki özel rolü vurgulandı. Akıllı şebekelerin evrimi bağlamında ESCo’lar başta olmak üzere farklı yeni piyasa aktörleri ve ortaya çıkan iş fırsatları ve özellikle toplayıcıların, ESCo’ların, akıllı cihaz ekipman sağlayıcılarının rolü ve işlem maliyetlerinin azaltılmasının önemi ele alındı.

Son olarak, uygun maliyetli talep tepkisini desteklemek için politika eylemi ve düzenleyici değişiklik ihtiyacını ele aldık. Genel olarak, TTY ve talep tepkisinin onlarca yıldır kullanılmasına rağmen, akıllı şebekenin evrimi ve yeni aktörlerin ortaya çıkışının, değişken enerji kaynaklarının artan paylarından enerji arzını dengelemek için TTY fırsatlarından daha iyi yararlanmak için muazzam bir potansiyel taşıdığına dikkat çektik. 

Bu makalenin sonuç bölümünde, artan yenilenebilir enerji kaynaklarının paylarını karşılamak için çeşitli esneklik seçeneklerine, özellikle talep tepkisi programlarına odaklandık. Talep tepkisi programlarının temel biçimleri ve bu alandaki çeşitli zorluklara genel bir bakış sağladık. Dinamik fiyatlandırma ve tarifelerin, tüketici katılımını teşvik ederek ve artırarak talep yönlü yönetimi desteklemekte önemli bir araç olduğunu vurguladık.

ESCo’ların bu bağlamda özel bir rolü olduğuna değindik ve akıllı şebekelerin evrimi çerçevesinde, ESCo’lar başta olmak üzere farklı yeni piyasa aktörlerinin ve ortaya çıkan iş fırsatlarının önemini ele aldık. Toplayıcılar, ESCo’lar ve akıllı cihaz ekipman sağlayıcıları gibi aktörlerin rolleri üzerinde durduk ve işlem maliyetlerinin azaltılması gerekliliğini vurguladık.

Son olarak, uygun maliyetli talep tepkisini desteklemek adına politika eylemleri ve düzenleyici değişikliklerin önemine değindik. Genel olarak, talep tepkisi ve talep tarafı yönetiminin onlarca yıldır kullanılmasına rağmen, akıllı şebekenin evrimi ve yeni aktörlerin ortaya çıkmasıyla birlikte, değişken enerji kaynaklarının artan paylarını dengelemek için bu potansiyelden daha iyi yararlanabileceğimize dikkat çektik.

Etiketler: , , , , , , , , , , , , Last modified: 12 Mayıs 2023