Dünya okyanus ekonomisi 3-6 trilyon dolar değerinde olup insan faaliyetleri ve küresel krizlerden sürekli olarak etkileniyor. Bu yüzden, BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (United Nations Conference Trade and Development-UNCTAD)’nın 8 Mayıs’ta yayınladığı “Ticaret ve Çevre İncelemesi” raporunda (indirme linki) en önemli tavsiye olarak küresel ticaret, yatırım ve inovasyon alanında bir ‘Mavi Mutabakat‘ çağrısı yapılması göze çarpıyor.

UNCTAD’a göre küresel bazda kurgulanacak bir ‘Mavi Mutabakat’ ile birlikte;

  • Tüm yaşamın %80’ine ev sahipliği yapan okyanuslarımızı sürdürülebilir bir şekilde kullanılması mümkün olacak,
  • Gelişmekte olan ülkelere, yeni sürdürülebilir sektörlere yatırım yapma imkanı sağlanarak, deniz yosunu yetiştiriciliği ve plastik ikameleri gibi sürdürülebilir sektörlerin gelişmesi sağlanacaktır. 

Bu sektörler, hem ekonomik büyüme potansiyeli taşımakta hem de çevreye dost alternatifler sunuyor. 

Gelişmekte olan ülkelerin deniz temelli ihracat rakamları (2022) (Kaynak: UNCTAD)

Raporun önerileri

Rapor gelecek vaat eden iki sektöre dikkat çekiyor: deniz yosunu yetiştiriciliği ve plastik ikameleri

Deniz yosunu için küresel pazar büyüklüğü 2000 yılında 4,5 milyar dolar iken 2020 yılında 16,5 milyar dolara yükselerek son yirmi yılda üç kattan fazla artış gösterdi. Yetişmek için tatlı suya ya da gübreye ihtiyaç duymayan deniz yosunu, gelişmekte olan birçok ülkede gıda, kozmetik ve biyoyakıt olarak yetiştirilebilmekte ve yılda 11 milyon tonu okyanuslara atık olarak aktarılan plastiğe karşı sürdürülebilir bir alternatif oluşturmakta.

Deniz yosununun yanı sıra, doğada her gün tükettiğimiz pipetlerin, gıda ambalajlarının ve diğer plastik ürünlerin çevre dostu versiyonlarını yapmak için kullanılabilecek pek çok başka sürdürülebilir malzeme de bulunuyor. Raporun sunduğu ikame listesinde bambu, hindistan cevizi kabuğu, muz bitkileri ve tarımsal atıklar gibi birçok gelişmekte olan ülkenin bol miktarda sahip olduğu malzemeler yer alıyor. Ayrıca raporda, bu ülkelerin bahse konu malzemelerin kullanımı konusunda zengin bir geleneksel ve kültürel bilgi birikimine sahip olduğu da belirtilmiş.

Plastik yerine kullanılabilecek malzemelerin ise 2020 yılında ulaştığı ticaret hacmi 390 milyar doları bulmasına rağmen bu rakam fosil yakıt temelli plastik ticaretinin sadece üçte birine karşılık geliyor. Yani oldukça geniş bir büyüme potansiyeli var.

Ürün Çeşitlendirmesinin Önemi

Rapora göre COVID-19 pandemisiyle birlikte ürün çeşitliliğinin önemi geçmişe göre çok daha fazla açığa çıkmış durumda. Çünkü pandemi krizi esnasında denize kıyısı olan ülkelerde turizm gibi hizmet sektörlerinde %60’a varan oranlarda küçülmeler görülürken, deniz bazlı meta ticareti ise sadece %3,2 oranında daraldı. Hizmet sektöründe elde edilen gelirdeki bu dramatik düşüş, genellikle turizm gibi sektörlere bel bağlayan gelişmekte olan ülkeleri vururken, deniz temelli ihracat ve faaliyetleri çeşitlendirmenin, gelecekteki krizlere karşı ekonomik direnç oluşturmak için kritik öneme sahip olduğu görüldü. İşte bu yüzden, hükümetler, krizden çıkış stratejilerine ve iklim azaltma ve uyum çabalarına çeşitli ve sürdürülebilir bir okyanus ekonomisini teşvik etme hedefini de dahil etmelidir.

Balıkçılık Faaliyetlerine Yeni Düzenleme Talebi

Hesaplamalara göre, devletler balıkçılık faaliyetleri için dünya çapında tahminen 35 milyar dolarlık bir sübvansiyon sağlamaktalar. Ancak bu desteklerin büyük bir bölümü balıkçılıkta sürdürülebilir çabaları desteklemek yerine, aksine gezegenin kaynaklarını daha hızlı tükenmesine sebep oluyor. Örneğin, toplam sübvansiyonun 20 milyar dolar gibi önemli bir bölümü yakıt sübvansiyonları veya daha büyük tekneler satın almak için mali teşvikler olarak kullanılmış ve bu durum balıkçılık endüstrisinin kapasitesini artırarak aşırı avlanmaya katkıda bulunmakta.

Küresel balık stoklarının %34’ünün biyolojik olarak sürdürülebilir seviyelerin altında olması nedeniyle rapor, ülkeleri 17 Haziran 2022 tarihinde kabul edilen Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) Balıkçılık Sübvansiyonları Anlaşması’nı acilen onaylamaya çağırıyor. Zararlı sübvansiyonların ele alınmasında büyük bir adım olan anlaşma, yasadışı, kayıt dışı ve düzenlenmemiş balıkçılığa desteği ve aşırı avlanan stoklara desteği yasaklıyor, ayrıca açık denizlerde balıkçılığa yönelik sübvansiyonlara yönelik yeni düzenlemeler getiriyor. Bahse konu anlaşma DTÖ’nün 164 üyesinin üçte ikisi “kabul belgelerini” tevdi ettiğinde yürürlüğe girecek.

Sürdürülebilir Kalkınma Amacı 14 

Birleşmiş Milletler tarafından 2030 yılına kadar ulaşılması amaçlanan 17 adet ‘Sürdürülebilir Kalkınma Amacı‘nın on dördüncüsü olan ‘Sudaki Yaşam‘, şu ana kadar en az finanse edilen hedeflerden biridir. 2013-2018 yılları arasında, Resmi Kalkınma Yardımları’nın sadece %1,6’sı, yani yılda yaklaşık 2,9 milyar dolar, okyanus ekonomisine yönlendirilmiş. Bu miktar, okyanus krizini ele almak için gerekli olanın çok altında. UNCTAD, bu kalkınma amacına ulaşmak için yıllık asgari 175 milyar dolar yatırım yapılması gerektiğini öngörüyor.

Ayrıca, uluslararası deniz taşımacılığının karbonsuzlaştırılması, sürdürülebilir okyanus temelli gıda üretimi ve açık deniz rüzgar üretimi gibi sürdürülebilir çözümlere yönelik yapılacak 2,8 trilyon dolarlık bir yatırımın, 2050 yılına kadar 15,5 trilyon dolarlık net fayda sağlayacağı da raporun ileriye yönelik tahminleri arasında yer alıyor.

Sonuç

Ancak, küresel bir “Mavi Mutabakat” olmadan, bu tür faydalara ve SDA-14 hedeflerine ulaşmanın önünde büyük engeller bulunmaktadır. Bu nedenle, ülkelerin ve özel sektörün ortak çabalarla deniz ekonomisine yönelik sürdürülebilir sektörlerin araştırılması ve geliştirilmesine yönelik finansmanı artırması gerekmektedir. Gelişmekte olan ülkelere yapılan yatırımlar sayesinde teknoloji, beceri ve üretim kapasitelerinin güçlendirilmesi hedeflenmektedir.

Küresel ‘Mavi Mutabakat’, deniz ve okyanuslarımızı koruyarak ve onlara yatırım yaparak, dünya çapında sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmamızı sağlayacak önemli bir araçtır. Bu nedenle, hükümetler, özel sektör ve sivil toplumun tüm kesimleri, bu anlaşmayı desteklemeli ve deniz ekonomisini sürdürülebilir bir temele oturtarak gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için harekete geçmelidir.

Etiketler: , , , , , , , , , , , , Last modified: 12 Mayıs 2023